Kayıtlar

Günlük Tavsiye (çocuklara yalan söyle meyin)

Resim
Annesiyle yaptığı anlaşmaya göre; ufak tefek aksiliklerini düzeltmesi için yaza kadar puan toplayıp yüz puana ulaşınca elsa elbisesine kavuşabilecek olan 'bebe', diğer yolları denemeyi ihmal etmez. Markette kasa kuyruğundayız.

Kirli Çamaşırlar

Resim
Çıkmak için tutunduğum her dala kirli çamaşılar asılmış. Damla damla kurutuluyor kötü niyetler. Ben kötü biriyim diyor çırılçıplak olmayan. Dürüstlüğü takdir eden güvenim niyet çekemiyor çamaşırlardan. Üstüme olmuyor kimsenin dünyası. Ya çekilmişim şehvetinden, ya büyük iyi kalpliliğime dolanıyorum. Olduramadığım her görüntü, hazırlığıma ceza. Hazırlıklarım zamana, zaman ömrüme ceza. Çıkmaz dolaplardayım, kafam karışık, eller yukarımda. Ne demek teslim olmak yok, oldum işte, ceza olmamalı artık.. Varsın deli desinler, tamamen soyundum şimdi. Çıkabilirmiyim dışarıma, uzunca hazırlandım ben.

Günlük Tavsiye (çocuklara yalan söyleyin)

Resim
- tırnağına ne sürdün aslı * ojee (nazar boncuğu deseni yapmıştım) - neden sürdün * güzel olsun diye - banada sürermisin * olmaz, annen kızar, çünkü sen daha çok küçüksün - anneee, oje sürebilirmiyim  # olmaz, daha çok küçüksün, ama büyüdüğünde sürebilirsin - aslı, neden oje sürdün ? annem bana kızsın diye mi ? * ? Tavsiyem odur ki, Bazen çocuklara yalan söylemek gerekebilir, bundan çekinmeyin. Nedenini tam çözmüş değilim ama işler benim sandığım gibi yürümüyor, onu farkettim. Bu arada duman ne güzel söylemiş oje yi.

Müziği Kısarmısın

Resim
Sarhoş kadın. Yanımda yatıyor. Susmuyor bazen. Gülüyor manasız neşesine. Konuşup duruyor sonra. Dinlemiyorum onu. Çok konuşuyor bazen. O da kızıyor dinlemiyorum diye. Ben sen olmasanda konuşuyorum diyor birde. (Bana özel değildi yani, kendimi birşey zannetmemeliydim).

Günlük Tavsiye (paranız varsa dubaiye gidin)

Resim
Eski dostum yanlızlığıma yada yalnızlığıma gitmiştim misafirliğe. Özlemiş beni. Bende özlemişim. Hemen içeri buyurdu beni. Üzerimdekileri atıp, kurulmuştum en rahat köşeye. Başta herşey çok eğlenceliydi. Epeyce hazırlık yapmıştı bana. Yedik içtik kilo aldık biraz.

Davetsiz Rüya

Resim
Bazı hayallerimi o kadar sık düşünüyordumki, ben çağırmadan rüyalarıma kurulmaya başladılar. Işte o zaman gerçek gibi oluyordu tadı. Uyandığımda nerde olduğumu anlayamıyordum, aklıma tanıtıyordum gördüklerimi.

Günlük Tavsiye (çişinizi tutmayın)

Resim
Ilkokul bir yada ikideydim. Son ders zili çalmak üzereydi ve ev dışında biyerin tuvaletine işeyemeyen ben artık çiş dansına başlamıştım. Oturduğun yerde sadece götünü sağa sola kıvırıyorsun ve nasıl olduğunu anlamadığım bişekilde çişini ertelemeni sağlıyor bu dans.

Bu Yüzden Batıl

Resim
Ceketinin cebine bırakmıştım yüzüğümü ve küpelerimi. Insan ayrılacağı yerde birşey bırakırsa oraya tekrar dönermiş. Önceden hissetmiştim sanki. Garanticiydim ama dönmek istediğimi söyleyemeyecek kadar utangaçtımda. Küçüktüm. Hile yaptım kendimce. Elini cebine sokacağın tuttu. -Aa ne kalmış burda, unutma bunları -Kalabilirdi, önemli değil o kadar (önemliydi aslında, bir sebebi vardı bırakışımın)   Kıvırdım ama direndim dönmeye, hala bırakmak isteyerek. -Ben ne yapacağım bunları , al işte -Şeyy ıı alıyım, tamam  Bırakamamıştım hiçbirşeyi gizlice. Suçüstüydüm batıllara. Sana da hatıra olurdu işte, noolurdu alsaydın. Sen git de o orda kalsın öpücükleri vardı kalmasını istediğin. Onları bırakmıştım kokuna ama, bi işe yaramamıştı işte. Küçücüktük birbirimizin uzağımızda. Gittik.

Korkmasın

Resim
Gelmesin karabasanlar bu gece. Ben öğreteceğim ona susmayı, konuşmayacak, "ya kötü birşey söylersem? üzülürse ?" diye korkacak. Çökmesin göğsüne ağırlığı, ben keserim nefesini onun. Sıkmasın boğazını karanlık eller, öpeceğim yerler boş kalsın. Kapamasın gözlerini kabuslar, neler gösterceğim ben daha. Uyutmasın masalım, ninni var daha.

Günlük Tavsiye (vermeyin)

Resim
Hatırlayamayacağım kadar küçük yaşlarımdaydım, istanbulda oturuyorduk. Uzun bloklardan birinde. Kimbilir hangi semtte (sık taşınırdık peder sağolsun, yada olmasın). Dışarıda oyun oynuyordum ve giriş katın camından çok yakışıklı bi abi ( benden bir iki yaş büyüktü ve yüzünü hiç hatırlamıyorum ama dediklerini yaptığım için yakışıklıdır diye düşünüyorum) beni izliyordu. Pek hırsızlık olmazdı o zamanlar, bu yüzden pencereler kafesli değildi, yere yakındı. Belkide ben o kadar küçüktüm ki, bina bana göre kocamandı. Üzgünüm, fılaşbek yapamıyorum, sıfır detay. Bana seslendi süper yakışıklı abi. Yerdeki kafam kadar taşı ona vermemi istedi. Salyalarım aka aka taşı aldım. Bi halterci gibi bikaç hamlede kafamın üstüne doğru kaldırdım ve uzattım ona doğru. Aşağı uzandı yarı beline kadar, parmak uçlarımız birbirine değdi, taşı kavradı. Ellerimi çekmek istedim biranönce , görevimi tamamlamıştım ve ödülüm olan yüzündeki gülücüğü kaçırmamalıydım. Elimi görüş alanımdan indirmemle kafamla göktaşı bul...