Kayıtlar

2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

STAY HİGH

Resim
Ne cahilmişiz eskiden! Küçücük yatağa sığabilen kocaman aşkın aklını yatırabiliyorduk bir omuzun konforuna. Şimdi ise çift ''kişilik''lerde battal boy yok oluyor gönlümüz.  Aklı uyutmuyor hiçbir rüya, çok bilmenin küstah uykusuzluğu çörekleniyor hayal kırıklığının yamacına. Belkide bir pastahanede muhalebi yeyip, altın pazarlığında kalmalı sevda. Hatta o partiye oy verip oynamalı oyundan moruk! Ne gerek sevişmek.. Üremeli dümdüz, ruhsuz, üzülmeden.. Aranırsa bulunmaz o saadet. Bırakmalı her şeyi bilinmeyen bir kıyametin ihtimaline.. Zaten koparılacak ise tüm ağaçlar, yerlere diz çöktürülecek ise kocaman dağlar, yanacaksa tüm mevsimler, yasak şarap ödülün olacaksa nihayetinde ve bir huri bozmuşsa niyeti görevi uğruna.. İnanmalı herkese ve herşeye.. En az tanrı kadar seviyordur bencede..

Günlük Tavsiye (doyunca bahh)

Resim
Sadece paralel akıllarla, paralel duygularla yolculuk etmeli. Sadece böyle olursa keyif alırsın sayılı günlü yolculuğundan. Çünkü olgunlaşmamış bir akıl için yavaşlarsan, iki kişi olarak gerilersin. Çünkü bırak o sana yetişsin, aklı büyüsün. Çünkü gerideki ileridekine yetişemeyeceğini hissettiğinde hile yapmaya başlar. Çünkü hilelerini görünmüyor sanır. Çünkü kucak açtığın her yeni insan , kollarına bir mide bulantısı bırakır. Çünkü miden hastalanırsa uyuyamassın. Çünkü uyuyamassan sinirlerin bozulur. Çünkü sinirlerin bozulursa aklın dengesini yitirir. Çünkü aklın dengesini yitirirse gönlün sevmeyi beceremez. Çünkü gönlün sevmezse sohbet edemezsin. Çünkü güzel bir yolculuk, ancak güzel bir sohbetle süslenebilir. Çünkü söylenenler, en az okunanlar kadar akılda kalır. Çünkü hayat an, cümleler anın anlamıdır. Çünkü anlamsız anlar için cümle kurulmaz. Çünkü biz bedenler yada suretler değil, pozitif duygular peşineyiz. Ey küçük cahil, kasabalı, kurnaz, kendini zeki sanan, y

Balkon

Resim
Doğurganlığın şehveti kadar güzeldir balkon . Sarhoşsan yeterince.. gün batımını izleyip sigara içiyorsan ve sevişmişsen birde, balkon en kısasıdır güzel bir tatilin. Üzerine ayağını atmış sevgiliyle uzanmışsan manzaraya, güzel bir pazar gününü okşamışsındır balkondan.

Günlük Tavsiye (vazgeçtim, hayal kurun bence)

Resim
Çok hayal kurarım ben. Kendimi uyutma yöntemimdir bu. Şiirlerim, satırbaşlarım bile ya hayallere, ya uykusuzluğuma. Tüm şairliğim uykusuzluktan. Çok severim uyumayı ben. Ve bu yaşıma dek hep uykusuzdum. Kavuşamadığını seviyor ya canın. Tüm hayalperestliğim uykusuzluktan. Ne uyuyabildim, ne şairim aslında. Ne de hayallerim gerçeğe kuruldu hayatımda. Bana evrenin içine çökeceğini duyuran haber ağından nefret ediyorum. Ve bilimden. Ve matematikten. (Sanata saygım ve sevgim sonsuz) Ilk yirmi yaşımı çocukluğumdan ve ergenliğimden düşüyorum, kırkımdan sonramıda yaşlılığımdan ve ölümümden. Elimde kalandan uyku, yemek ve tuvaleti çıktıkmı, ne kaldı ömrümde şiire meze. Insan ömrü çok kısa arkadaş. Bak keşke sanatçı ( ;) ) olmasaydım, sayısal zekam yüksek olurdu ve hesaplayabilirdim ömür fakiri içime çöküşümü. Alın bilimi sokun münasip bir ölümsüzlüğe. Ben ancak hayal edince birçok şey olmaya yetişebiliyorum. O kadar çok şey hayal ettim ki, hayal etmekten görmeye fırsatım olmadı gerçekleşe

Bazı Sabahlar

Resim
Sabah beş buçuk, bilemedin altı. Sevgiliyle ilk buluşmanın gününe uyuyamamak gibi bi heyecan çöküyor içime. Bilinçsizce sağıma soluma bakıyorum. Olmayanı arıyorum, olduğundan eminmişim gibi. Boşluklara bakıyorum sonra. Duvarlara. Neye bu sevgi sabah sabah. Karnımmı aç. Ellerimde taze pişmiş mis gibi etli kuru fasulye kokusu. En son ıspanak pişirmiştim halbuki. Ellerimide yıkamıştım. Nedir bu olmayan şeyleri varmış gibi hissetmeler, hissettiğim şeyi sevmeler. Hangi delilikle randevulaşıyorum her sabah. Mevsim değişiyorda, güneş ışığının bedene dik vuruşlarından mı bu sarhoşluk. Çokda uykusuzum oysa.

Günlük Tavsiye (istenmeyen tüy)

Resim
Burcu : Seri katiller okuyorum Aslı : ;) Burcu : Bir yanimiz hep sapık kalıyor anne aslı : Buna benzer bi hikaye okuyodum bende bi sözlükte (inci sözlük) aslı: Annesiyle sevişen herifin gerçekliğine emin olamadığım sapık hikayesi (bir yanım o kadar sapıkça bulduki, inanmayışım ondan) Ikinci parantez (işte bunlar hep geym of tırons) Burcu : Varlar. . aslı: çişim geldi ve sonra tuvalette düşündüm (Türk'ün aklı ya kaçarken ya sıçarken ...) Etik nedir ? (dayak nedir neden atılır, cem yılmaz) .. Bazı cevaplar buldum ama sizinle paylaşmicam, siktir edin. .. Burcu : Kitap bitsin getireyim aslı: Getir Burcu : Çok ilginç hayatlar Burcu : Şimdi makarna pişirmeye gidiyorum aslı: Yargılamadan okumayı başarınca ilginç oluyorlar (kendine karşı ahlak, topluma karşı ahlak, bkz ahlak tanımı) aslı: Kitap okumayı sevmem aslında ama, gerçek hikayeler nerde olursa olsun okuyorum Burcu : Yargılamak aptalca aslı : Bizler iyi insanlar değiliz moruk, afiyet olsun bu arada Burcu : Deği

Nasılsın

Resim
Hiç gülesim yokken birşeyler gıdıkladı içimi. Gıdık aldım neşeden. Güzel şeyler düşündüm, güzel şeyler gördüm. Sessizleştim keyiften. Yayıldı yüzüm başkalarının cümlelerin sağına soluna, derin düşüncelere daldım. Soru sordum içimden, cevapladım. Koyu bir sohbet başladı içimde, dünyaya susarken. Taaki sessizliğim bir soruyla bozulup, birdahaki kahkahada görüşmek üzere içtenliğimden ayrılana dek. Nasılsın ?

Tatil Rüyası

Resim
Bir yola çıksa hayalim. Sevgili karşılasa rüyalarımdan gelişimi. Hoş gelsem. Aklım tatil yapsa sevgilinin aşkına. O kitap okurken, uzansa düşüncelerim sıcak kuma. Miskinleşsem terden, uyusam damla damla. Serin bir biraya açsam gözümü. Ikram etse sarhoşluğundan, gülücüğünden. Konuşamayacak kadar keyiflensem, Elimi tutsa sessizliğimin, yürüsek deniz kıyısını yalın ayak. Islansak biraz, biraz müzik olsa, biraz sarhoş olsak, uzansak şapşal gülümsemelere. Günü batırsak maviye, geceye doğru yol alsak. Çiçeklerini koparsak öpücüklerin, yeşile boyansak, uyansak. Geldiğimiz yerlerden bahsetsek birbirimize, gideceğimiz yerleri hayal etsek. Atışsak aşıklar gibi saz söz. Birbirimize cümle olsak, kurulsak şiirlere. Susup baksam gök yüzüne, ne güzel gelmiş olsam dinlenmeye, sevgili bile gitmiş olsa keyfimden. Tatmin olsam huzurdan, olduğum an ölsem.. Ölümden dönsem, rüyadan dönsem, senden dönsem.. Yolcu etsen beni uyandırmaya hayalimden, hoşça kalsan.

Yakınım Değilsin

Resim
Ilk önce yabancılığına merhaba dedi kokum. Kokun hoş buldu hoş geldinime. Yakınım tarafım önce davransaydı, sevmezdim seni. Yabancıladım, uzaktan tarafım sevdi. Yakınım değildin, rahatça kaynadı içim. Uzak, özgür tarafım. Bu kadar yakın olmasaydı içim, uzağımdan usul usul sevişseydik. Aklımın içinde olmasa rüyalar. Uzağımdan bir dal uzansam rahat rahat, nefes nefes.  Söyleyemesem soluk soluğa uzakların boşluğuna. Sadece sen duysan kafi, yakınım değilsin ..

Evet Ağzım Bozuk

Resim
Evet ağzım bozuk herşeye. En çok da sana. Pazartesiye ve hatta salıya. Günlere, mevsimlere bozuk kafam. Gönlümde açanı gözümün görmeyişine en çok. Özlediğime bozuk. Baharın bitişine, yazın çiçekleri kurutuşuna bozuk ağzım. Ne deniz kıyısı ıslatır çiçeklerimi, ne bahar beklenir gelmeyen yerlerden. Biten şiirlerime bozuk ağzım, kurumuş kelimelerime. Canımm sıkkın.. En çok da kendime bozuk kafam. Öyle bozuk ki, ne küfür yeter bitişini anlatmaya, ne şiir.

Ilham Perisi

Resim
Zamanı yok ilham perisinin, ya sabah altıda gelir ya akşam altıma. Altımdan sabahıma şiir olur. Ya günaydınıma yazılır, ya sabahıma. Sabahımdan günaydınım kapımı çalar. Kapımda ya aşkım olur ya nefretim, uzanır rüyalarıma. Rüyalarıma misafir olur, ya uykuma gelir ya uykusuzluğuma. Hep davetsiz misafir. Öylede uyutmaz aklımı böylede.

Günlük Tavsiye (hanımeli yenebilir)

Resim
Ben çocukken güzeldi Istanbul. Sokakta oynamak korkulacak birşey değildi o zamanlar. "Hava kararmadan gel" sınırı yoktu. Yemek ne zaman hazırsa o zaman biterdi oyun ve gün. Oyunlar biraz şehirli olurdu bazen. Çiçekleri tadardık, telsizle jandarmaların konuşmalarını dinlerdik, sonra savaşçılık oynardık uyduruk uçak göstergeleri çizerek bir kartona. Sakız fabrikasında paketleme yapan teyzelere yardıma gider, bir sakız pakete, bir sakız ağıza, bir sakız cebe atardık. Kocaman bir ağız ve dolu bir ceple çıkardık ordan, tadı biten sakızı tükürürdük. Cebimiz sakız dolu olurdu, zengindik. Daha nice o an icad edilmiş oyunla geçerdi her günümüz. Şimdi Istanbul, çocuğunu sokakta oynamaya bırakamayacağın gibi, kendininde sokağa çıkmaya korkacağı bir şehir olmuş. Beş dakikada bir canını, malını ve namusunu koruman gereken bir şehir. Oyunlarda bitti sokaklarda. Ankara'dayım şimdi. Yetişkinlerin tek oyunu doğa artık. Tatil, piknik, havuz falan. Etrafı seyir ediyoruz balkondan, cam ken

Ekim Çocuğu

Resim
Eskisi gibi değilim artık. Bıraktım baharı insanlara. Gözümü kaçırdım güneşin sıcağından. Geceyi sevişim ondan. Bıraktım gündüzü insanlara. Gecesi de karanlık uykusuzluğumun gündüzü de. Uykumu sabahlara yatırışım ondan. Dişlerim sızladı serinliğinden, bıraktım yatağını soğuğuna. Demir gibi elim ve ayağımı yanıma alıp, saklanmadım battaniyenin altına. Dahada soyundum. Üşümemeyi öğrendim, ekim çocuğuydum ben. Romatizmam sevmezdi yağmuru, ben değil. Yağmurda yürüyüşüm ondan. Ekim çocuğuydum ben, başım sonbahar, sonum özgürlüğe bayram.

Günlük Tavsiye (iki nokta yanyana ve ters ünlem)

Resim
Bak kafama takıldı bu mesele. Senin kafana takılmış olması kafama takıldı. Iki nokta yanyana.. Alt alta, üst üste, kolkola, diz dize. Belki o kadar kesindir ki söylediğim, tek nokta yetmiyordur sonu vurgulamaya. Garantiliyorumdur cümlemin bitişini. Yada o kadar kararsızdır ki cümlem, tek nokta kesinliğine güvenmiyordur, üç nokta kadar da uzatacak derdi yoktur. Bana ait bir renktir o. Hediyemdir kullanmak isteyene. Çocuklara resim yaparken dilediğiniz renge boyayabilirsiniz derler. Güneş eğer siz isterseniz kırmızı olabilir. Düşünsene ne romantik olurdu ortam. Mavi olsa yada, game of thrones atmosferinde etraf. Tüm ortaçağ filmleri gibi turuncu yahut aile saadeti yeşili. Ben ilkokuldaykende çok güzel resim yapardım, resimin akademik eğitimini aldığım zamanda. Hala hangisi daha güzeldi kestirebilmiş değilim. Ama birşeyi anlamlandırmak istiyorsan ona altı yaşında çocuk gözüyle bak derler. Aslında tüm akademisyenler ve talebeler bozulur bu söylediğime. (Bende hadsizlik etmek isteme

Karpuz Kokusu

Resim
Özlemeye güzel şeylermi söylenmeli hep. Ya memnun değilsem özlediğime. Mevsim sadece aşka mı sunar şiirini. Ya karpuz tadını özlediysem ben. Aş erdiysem. Karpuz değilmiydi meyvesi bu mevsimin. Kokusu taze kesilmiş çim gibi. Olsa yenmezmi, siz özlemedinizmi yani. Özlediniz elbet, olsa güzel olurdu karpuz. Kan kırmızı. Hemen gitmeli özlenene. Koşmalı almaya, dilimlemeli nefsime. Içinden çıkmalı beklediğim mevsim kokusu. (Tasalanmayın tabiiki gidip aldım hemen. ;) Ama , oysa.. Hiçde kırmızı değilmiş için. Pembe beyaz. Pembeyide hiç sevmem üstelik. Nerede siyah çekirdekler. Yanlışlıkla yada yalnışlıkla ısırdığında, ağzından pırtlayıp, odanın taa öbür ucuna, bilinmezliğe düşen ve hiç bulunamayan siyah çekirdekler. Onlarda beyaz. Isırınca karpuzu nerde o ses, şılofş diye. Bu ne böyle sakız çiğniyormuşum gibi gırç gırç. Böylemi karşılanır özleyen. Meyveler sahte artık. Satanlarda sahtekar. Insan lanet ediyor özlediğine. Ilk tanıdığın günlerdeki gibi değil artık. Bak aşktan bahsedece

Günlük Tavsiye (öğretmene cevap ver yada..)

Yine çişimi ev dışında biyere yapamayışımın başıma açtığı derdi yazıcam. Ilkokul üçüncü sınıftaydım ve  önceki yazdıklarımı referans almadan size söylemeliyim ki çocukken çok utangaç, içine kapanık bir kızdım.

Yeşilçam

Resim
Gözlerimiz sarkıyor. Birbirimize.. Sözlerimiz, Şarkılarımız, Bedenlerimiz... Ellerimiz, Yokluyor yokluğu, Bulamıyoruz aradığımızı. Sallanıyor düşünceler akılsızlıktan aşağı, Düşüyor sarhoşluğun kucağına düşler, Kuruluyorum yalnızlığa, Çalıyorum tam saatimden! Kat i kararımı veriyor başıma gelişim. Neler demezler sonra!!  Nasılda tatlıyım değilmi ?

Günlük Tavsiye (rakçı olmak yada olmamak)

Resim
Teoman "evet rakçıyım ama bunun için takım elbisemi çıkarıp, pis kokmam gerekmiyor" demişti. O dememişsede o demiş gibi hatırlıyorum. Evet arkadaş sevmiyorum restoranlardaki varoş parlak beyaz masa örtülerini. Evdekiler değil ama restoranlardakini. Ve evet sevmiyorum sikik bir pastanede çay poğaça keyfi yapmayı. Sokakta simit yerim daha iyi. Bi bara topuklu ayakkabıyla gitmenin nesi yanlış. Neden kamp yapacaksam bile konforumu kovalamayım. Doğa aktiviteleri bitince, sıcak suyun, küvetin, yumuşak yatak ve güzel yemeğin nesi kötü bi anlatırmısınız. Üstsüz kızların gazına geleyim ve soyunuvereyim ama kimse bakmasın tatilimde kim istemez. Her modun şarkısına uysam bazı sarhoşluklarda, pop müzik çalarken dans etsem afarozmu ediliyoruz sert abiler. Topuklu ayakkabısız, sarı saçsızmı olmak gerek illa. Özgürlük kimin yemeğide, ellemesi kurallı. (Rak müziğin müzik dışında beraberinde getirdiği bi ruh, bi duruş var ayağını bırakın. O duruşu red ederekte o müziği dinleyebiliri

Ilkel

Resim
Yüzünü görmediğim bir çocuğun ayaklarının uzanışı gibi uzanmış manzara ayak ucumdan. Gün güzel, hayal güzel.. Gerçek milattan önce ilkel. Yontulmamış. Elini koyacak yer bulamamanın heyecanını okudum parmaklarından. Heyecanın pozitif değil, ilkel dürtülerin. Gözü dönmüşlük gün gibi yarılanmış göz kapaklarında. Sarhoşluk gibi sapıkça güler yüzüme yüzüme neşesi. Osuruk ve kahkaha gizlenemezmiş derler ve doğrudur bence, daha kimi dürtüler gibi. Bir karın ağrısı oluşur içimde, mide bulantısı mı desem, ay döngüsü mü. Tüm geçerli bahanelerime gözlerini yarılayışın. Nasılda okurum satır satır kendi içinde göremediklerini. O an kaçsam bulutlara, denizlere, şehirlere, uzaklara. Işınlansam hatta. Hep yalanmış geleceğe dönüş. Bu yıllarda çözülmesi gerekti bu işlerin. Sırf siz bilim adamları, sizi beklerken ilkelce oyalanıyoruz. Siz bir tanım yapmadığınız için mana yüklüyor insanlar saçmalıklarına. Inanmama hakkımı, dayanağımı ortaya koymuyorsunuz. Sanatçıyım ben, uğraştırmayın beni. Bak yi

Günlük Tavsiye (çocuklara yalan söyle meyin)

Resim
Annesiyle yaptığı anlaşmaya göre; ufak tefek aksiliklerini düzeltmesi için yaza kadar puan toplayıp yüz puana ulaşınca elsa elbisesine kavuşabilecek olan 'bebe', diğer yolları denemeyi ihmal etmez. Markette kasa kuyruğundayız.

Kirli Çamaşırlar

Resim
Çıkmak için tutunduğum her dala kirli çamaşılar asılmış. Damla damla kurutuluyor kötü niyetler. Ben kötü biriyim diyor çırılçıplak olmayan. Dürüstlüğü takdir eden güvenim niyet çekemiyor çamaşırlardan. Üstüme olmuyor kimsenin dünyası. Ya çekilmişim şehvetinden, ya büyük iyi kalpliliğime dolanıyorum. Olduramadığım her görüntü, hazırlığıma ceza. Hazırlıklarım zamana, zaman ömrüme ceza. Çıkmaz dolaplardayım, kafam karışık, eller yukarımda. Ne demek teslim olmak yok, oldum işte, ceza olmamalı artık.. Varsın deli desinler, tamamen soyundum şimdi. Çıkabilirmiyim dışarıma, uzunca hazırlandım ben.

Günlük Tavsiye (çocuklara yalan söyleyin)

Resim
- tırnağına ne sürdün aslı * ojee (nazar boncuğu deseni yapmıştım) - neden sürdün * güzel olsun diye - banada sürermisin * olmaz, annen kızar, çünkü sen daha çok küçüksün - anneee, oje sürebilirmiyim  # olmaz, daha çok küçüksün, ama büyüdüğünde sürebilirsin - aslı, neden oje sürdün ? annem bana kızsın diye mi ? * ? Tavsiyem odur ki, Bazen çocuklara yalan söylemek gerekebilir, bundan çekinmeyin. Nedenini tam çözmüş değilim ama işler benim sandığım gibi yürümüyor, onu farkettim. Bu arada duman ne güzel söylemiş oje yi.

Müziği Kısarmısın

Resim
Sarhoş kadın. Yanımda yatıyor. Susmuyor bazen. Gülüyor manasız neşesine. Konuşup duruyor sonra. Dinlemiyorum onu. Çok konuşuyor bazen. O da kızıyor dinlemiyorum diye. Ben sen olmasanda konuşuyorum diyor birde. (Bana özel değildi yani, kendimi birşey zannetmemeliydim).

Günlük Tavsiye (paranız varsa dubaiye gidin)

Resim
Eski dostum yanlızlığıma yada yalnızlığıma gitmiştim misafirliğe. Özlemiş beni. Bende özlemişim. Hemen içeri buyurdu beni. Üzerimdekileri atıp, kurulmuştum en rahat köşeye. Başta herşey çok eğlenceliydi. Epeyce hazırlık yapmıştı bana. Yedik içtik kilo aldık biraz.

Davetsiz Rüya

Resim
Bazı hayallerimi o kadar sık düşünüyordumki, ben çağırmadan rüyalarıma kurulmaya başladılar. Işte o zaman gerçek gibi oluyordu tadı. Uyandığımda nerde olduğumu anlayamıyordum, aklıma tanıtıyordum gördüklerimi.

Günlük Tavsiye (çişinizi tutmayın)

Resim
Ilkokul bir yada ikideydim. Son ders zili çalmak üzereydi ve ev dışında biyerin tuvaletine işeyemeyen ben artık çiş dansına başlamıştım. Oturduğun yerde sadece götünü sağa sola kıvırıyorsun ve nasıl olduğunu anlamadığım bişekilde çişini ertelemeni sağlıyor bu dans.

Bu Yüzden Batıl

Resim
Ceketinin cebine bırakmıştım yüzüğümü ve küpelerimi. Insan ayrılacağı yerde birşey bırakırsa oraya tekrar dönermiş. Önceden hissetmiştim sanki. Garanticiydim ama dönmek istediğimi söyleyemeyecek kadar utangaçtımda. Küçüktüm. Hile yaptım kendimce. Elini cebine sokacağın tuttu. -Aa ne kalmış burda, unutma bunları -Kalabilirdi, önemli değil o kadar (önemliydi aslında, bir sebebi vardı bırakışımın)   Kıvırdım ama direndim dönmeye, hala bırakmak isteyerek. -Ben ne yapacağım bunları , al işte -Şeyy ıı alıyım, tamam  Bırakamamıştım hiçbirşeyi gizlice. Suçüstüydüm batıllara. Sana da hatıra olurdu işte, noolurdu alsaydın. Sen git de o orda kalsın öpücükleri vardı kalmasını istediğin. Onları bırakmıştım kokuna ama, bi işe yaramamıştı işte. Küçücüktük birbirimizin uzağımızda. Gittik.

Korkmasın

Resim
Gelmesin karabasanlar bu gece. Ben öğreteceğim ona susmayı, konuşmayacak, "ya kötü birşey söylersem? üzülürse ?" diye korkacak. Çökmesin göğsüne ağırlığı, ben keserim nefesini onun. Sıkmasın boğazını karanlık eller, öpeceğim yerler boş kalsın. Kapamasın gözlerini kabuslar, neler gösterceğim ben daha. Uyutmasın masalım, ninni var daha.

Günlük Tavsiye (vermeyin)

Resim
Hatırlayamayacağım kadar küçük yaşlarımdaydım, istanbulda oturuyorduk. Uzun bloklardan birinde. Kimbilir hangi semtte (sık taşınırdık peder sağolsun, yada olmasın). Dışarıda oyun oynuyordum ve giriş katın camından çok yakışıklı bi abi ( benden bir iki yaş büyüktü ve yüzünü hiç hatırlamıyorum ama dediklerini yaptığım için yakışıklıdır diye düşünüyorum) beni izliyordu. Pek hırsızlık olmazdı o zamanlar, bu yüzden pencereler kafesli değildi, yere yakındı. Belkide ben o kadar küçüktüm ki, bina bana göre kocamandı. Üzgünüm, fılaşbek yapamıyorum, sıfır detay. Bana seslendi süper yakışıklı abi. Yerdeki kafam kadar taşı ona vermemi istedi. Salyalarım aka aka taşı aldım. Bi halterci gibi bikaç hamlede kafamın üstüne doğru kaldırdım ve uzattım ona doğru. Aşağı uzandı yarı beline kadar, parmak uçlarımız birbirine değdi, taşı kavradı. Ellerimi çekmek istedim biranönce , görevimi tamamlamıştım ve ödülüm olan yüzündeki gülücüğü kaçırmamalıydım. Elimi görüş alanımdan indirmemle kafamla göktaşı bul

Ilk Aşk-ı Entrikam Ramazan

Resim
Gözlemleyerek algıladığımız fiziksel gelişimimize ayak uyduruyorda akıl, duyguların ilk keşfiyle başedebildiğimiz söylenemez. Çocukken yaşanır haliyle herşeyle ilk tanışma, karşı cinse duygular beslersinde haberin olmaz gönlünün iştahından. Ilkokul üçte ramazan diye hoş bir çocuk vardı sınıfta. Serapa aşıktı. Serapta ona. Aşk dediğim onların birbirini sevdiğini, birbiri ve tüm sınıf bilirdi o kadar. Ilk onlardan görüptemi özendi gönlüm sevmeye, yada kendi başımamı başarmıştım sevmeyi yoksa kötü birimiydim doğuştan bilmiyorum.

Günlük Tavsiye (muayyen günündeki kadından uzak dur)

Resim
Sen git bakkala, neden ben gidiyormuşum. Götüm yaralı benim, hemde muayyen günlerimdeyim bi kere. Sinir sahibiyim bundan mütevellit. Nereye götürülür bu sinir, takılmış peşime, atamıyorum başımdan.

Ne Bu Havalar

Resim
Nasılda güzel davet ediyor baharımsı. Sanki, otursam karşısına çiçeklerinin, hem derdimi anlatıp hem yapraklarını koparsam sevmiyorların, beni dinleyecekmiş gibi. Umurundaymış gibi nisanlar, mayıslar. Sıkılmayacakmış gibi efkarımın filozofluğundan. Nasılda rahat yalan söylüyor mevsimlerde artık.

Günlük Tavsiye (kıbrısa gidin)

Resim
1-Yanma hikayesi ilgi gören Götüm ve Ben yine maceralardan maceralara koşacağız. Kınaydı düğündü derken süslü suratıma alışmış , evdeyken aynaya bakamayan ben, yine yüzümü güzelce boyadım. (Yandığımda da böyle başlamıştı olaylar)

Sarhoş, balık sevmeyen, balıkçı, denizci yazar

Resim
Evet bira içiyorum ben. Ve tekila. Ve söylemediğim neler daha. Dudağı kuruyor insanın, dili damağına yapışıyor laf anlatamazken. Hep yağmurumu bekleyeceğim ıslanmak için. Içeceğim elbet.

Günlük Tavsiye (pop müzik)

Resim
Yaşlandıkça pop müziğin gönlümdeki önlemez yükselişi. Hiçbişey düşünmek istemediğiniz duygu çorbası anlarınızı ilaç gibi boşaltır. Hatta dertli şarkıların bile bi dıp tıs oynaklığı vardır ikiyüzlü bunalımlarımız gibi. Gönlüm zengin şimdilik ama bakmayın böyle dediğime ilk mali krizde işten çıkaracağım elemanımdır pop müzik. Tavsiyem odur ki pop müziğe içinizde ufacık bi yer açın sevgili rakırlar. Birşeyler ya dolacak ya boşalacak ama rahatsız olmayacaksınız söz. Üstelik sarhoşken pozitif gaz oluyor.

Şiirimsi

Resim
Bir seçimimiz olmasın artık. Utanalım... Mavimizi kaybetmeden kızaralım. Gelişi güzel boyayalım ayrılığı, gidişi güzel olsun...

Bardaki Sarhoş "Su" Gibi Kız

Gönlümüzün yalnızlığını yada yanlızlığını bara götürdük bu akşam. Kapıdan girdiğimizde biraz asıldı yüzler, ortam bir pazartesi akşamı için yeterince dolu ama mekan sınırları dahilinde hesaplanırsa boş gibiydi.

Bayım

Resim
Ruhsuz, ne olduğu belirsiz...  çok uzak olunmasına ramen manasızca yakın ! Başlıksızız. Şiir isek eğer... Sana beslediğim duygularımdan başka güzel olan birşey varmı diye düşündüm epeyce. Birlikte geçirdiğimiz tüm zaman dilimlerini film şeridi gibi geçirdim hafızamdan. Ilk zamanlarımızı saymassak (güzel duygular beslememi sağlayan zamanlarımız) onun dışındaki tüm zamanlarımız duygudan uzak. Birlikteymiş gibi rol  yapan bedenleriz. Bendeki izlenimi böyle en azından. Hisler bakidir mevzu bu değil de ! Içimdeki şiir sensin. Yada şiirim değilsin de, kelimelerimi gıdıklayacak kadar yakın. Sadece bir başlık bulmak gerek ama, Dostluğunuza da talibim bayım !...

Günlük Tavsiye (Sadece Hanım Arkadaşlara)

Maaşlı çalışmadan doymanın yolunu buldum kızlar. Evinizi temizleyerek yapıyorsunuz bunu (biraz enerji harcamanız gerektiğini kabul ediyorum). Ben bugün yaptım mesela. Süpürürken muhtelif yerlerden topladığım liralar dörtbuçuk tl oldu. Silerken de biraz çitlenmemiş çekirdek, ilerde çıtçıt olarak kullanılabilmesi için biriktirilecek saç telleri (şanslıyım ki sevgili eşim de uzun saçlı), baloncukları kaçmış birkaç yudum unutulmuş bira (asit mideye zararlı zaten). Ekmeği dört buçuk liramdan aldığımı varsayıyorum. Tezgah altına yuvarlanmış zeytinler mis gibi fermente olmuştur onca zaman. Tek sıkıntı ekmek almaya kim gidecek ? Küçük yaşlı okurlarım var ise (umarım yoktur artı onsekiz gibi satırlarım) size kötü haberi vereyim, bu ekmek almaya gitme meselesinin yaşla ilgisi yok, birgün biten bişey değilmiş, boşa heveslenmeyin. Küçük kız çocuğuyken yürüdüğünüz bakkal yolu evlenince market alışverişi adı altında size ihale ediliyor. Küçük paşalar siz de iyi bir eş olmuşsanız akşama bişey laz

Günlük Tavsiye (isteme kahvesi içilmez)

Resim
Sevgili kızkardeşimi istemeye geldiler bugün (istemek ??). Bal-dız olarak geleneksel leş kahveyi yapma görevi benimdi. (Benim gibi mide rahatsızlığı olan bu adama acımasızca o kahveyi yapmamın altında eğlencemi yatıyor yoksa, ben kötü birimiyim?.. amaan siktir et gelenek de geç işte)

Haaa

Resim
Ne çok şarkı var dinlenecek, seyredilecek resim, okunacak satır. Sevilecek gönül, anlatacak cümle, uyunacak uyku. Ne çok kaybımız var, ne çok şey, sunduğumuz zamana. Önemsenmemiş histerik ama sempatik varoluşumuz, yeteneklerimizce.. Ne kadar çoğuz, yaşamayı anlatırken yaşamayı unutmuş. Cümleler yaşlanmış, gözler devrilmiş kırışıklığın kısıklığına, anlaması zorlaşmış serginin güzelini. Bir "haaa" demişiz altmışlarda ama artık kimse kendiliğinden gelemeyecek kadar yorgundur kendimize gelişimizin çağrısına. Çağırmaya dermanımız varsa. Ne güzel olurdu değil mi dengemizi kaybetsekte uçsa çizgiler arsız keşkelere.

Günlük Tavsiye (Evrene Mesaj)

Bazen birşeyi tamda "o an" isterim gözümün hiçbirşeyi görmediği bir şiddetle. Olduramam ( Işte bunlar hep murphy yasaları). Zaman geçmeye başlar, aynı şiddetle doğru orantılı soğurum isteklerimden, neşemden. Önemini yitirir ve artık o kadar da istemiyorumdur. Keşke isteklerimle aynı anda, tamda " o an" da olsak... Tavsiyem o dur ki evrene mesaj göndermeyin, dilimizi bilmiyor koduum !

Şey

Resim
Yükü kafamda mı sarhoşluğumun, omuzlarımda mı kestiremiyorum. Herşey bulanık, seçmek zor, seçmek zorunda olmak ne kötü.

Siktir Git

Resim
Ağzıma bulaşıyor her seferinde pastan, bir dilim isteyince arsız ben oluyorum. Tanrı şahidim ki (seyrediyorsa eğer) gönlüm tertemiz. Ki bu çok başka bi konu... Bir masal anlatsan aslında, uyurum, uyurken okurum, harf harf okurum, bir iz görürüm, anlarım. Masallar yüzünden gidemem. Binbirgecede tutmuştu bu taktik. Lanetler olsun gidemeyişimizin şerefine kalkan kadehlere. Ucundan el uzatıyor direnişim. Naza çekiyor, inat ediyor, kaprisli bir de kadın gibi. Bu sefer öyle olmayacak dediğim yanlışımın bilmem kaçıncı yıldönümünü kutluyorum hergün. Elvedalarla ilgili başarılı değilim her yazar gibi (yine kendimi etiketledim ahaha). Beni görüyorsun kafi, anları kovalıyoruz değil mi ? Ne denir son cümlede, ne dersen çalacağım, bence siktir git ! denmeli. Duruma değil bu sefer, şahsa..

Günlük Tavsiye (Çalışmayın)

     Ilhan Irem'i delilere, onları sakinleştirmek için dinlettiklerine dair bir şehir efsanesi vardı bir zamanlar. Oysa ki Ilhan Irem'in delileri sakinleştirebileceği kadar, sakinleri delirtebilecek şarkıları da vardır. Bence Ilhan Irem 'in sakinlikle bi ilgisi olmamalı. Neyse...

Şeker

Resim
''Neden geldin ?'' dedim, ''Gelişimi kabul edişinle aynı sebepten'' dedi. ''Sen neden kabul ettin'' dedi, ''Önce ben sordum !'' dedim. ''Cevap vermek için benden utanıyor olamassın...'' ''İçimde kalmasın'' dedi. ''Sorularıma cevap vermeyeceksen gelme'' dedim, ''Beni tehdit etme!'' dedi. ''Tehdit etmiyorum'' dedim, ''Kus istiyorum''.

Günlük Tavsiye (Tatile gidin)

Yazar bunalımı yaşıyorum! Lan, resim yaparken "olum senin resim falan yapabildiğin yok, okula da yanlışlıkla aldılar seni, bu güne kadar yaptıklarında sadece güzel bir tesadüftü" derdim ve hatta bunu o kadar sık düşünürdüm ki, "bunu düşünmektense resim yapmam daha iyi" derdim. Şimdi de "ne yazıcam lan ben ??" tasası başladı. ( Bu arada; resim dehamı gömerek ressam değilim mütevazılığı yaparken, yazıya 'yazar bunalımı' diye başlayıp kendime etiket verme ukalalığım gözlerden kaçmasın.)  Yazacak birşeyin yoksa yazma, çizme.

Evimiz (Mavi Zamanlardan 02)

Resim
                                 Bir evimiz olsa küçük ve karanlık... Taşıyamayacağımız kadar anı koysak içine ve ezberlesek anılarımızın her köşesini. Küçüklüğü anılarla dolmasından, sokulsak yer bulamayışımızdan birbirimize.. Keyfimizden sigara yaksak, dumanımızdan kararsa duvarları, siyah bir yorgan olup örtse üzerimizi her gece. Her köşesinde sevişsek yorganımızın... Karanlığı dumandan... Bahanemiz olsa karanlık, sarılsak korkudan birbirimize...

Günlük Tavsiye (birgün herkes onbeş dakkalığına denizci olacak)

Akşamları çay içersem uyuyamam ben, bundan bahsetmiştim. Bu yüzden böreğimi yerken ayran içtim yanında. Peynirliydi börek. Börek dediğin peynirli olur. Kıymayla ısapanakla yemek yapılır, öyle olmalı en azından. Ayran da uykuya yeşillendiriyor beni ama bu saatlerde uyumam. Sonra keşke uyusaydım derim, dediğim çok oldu. İlkokuldan beri geç uyanacağı günün hayalini kuran biriydim ben. Geceyi sevenlerdenim. Bittiğini farkedince uyuyorum hep, günle aram yok. Huzurun nadir bulunduğu yerlerden biridir gece.. ve deniz, ve orman... Ne kadar özgür ve ne kadar mahkum...

Git ama Ol

Aklım başımda değil epeydir. Ağzımdan da pek güzel şeyler dökülmüyor. Gönlümde minicik bir yer kaldı sığındığım. Orası huzurlu, orası mutlu. Bazen konuşuyor benimle. Her yaptığı sızlatıyor içimi. Neyine sığınmışım bilmiyorum. Onun şiddetinden bile ona sığınmışım.  Korusun beni kendinden,  gelişinden korusun, gidişinden, cümlelerinden, aşkından, nefretinden, varlığından korusun. Gitsin ama; öyle bir gitsin ki, hep sığınabileceğim kadar yakına.  Gitsin ama hep konuşabileceğim sesler bıraksın.  Gitsin ama acımasın biryerim.  Gitsin ama hep takib edebileceğim izler bıraksın her adımı.  Gitsin ama acı acı özlemeyim, yüzüm gülsün hasretime. Tarifi yok, ondan susuyorum. Gitsin ama üzülmeyim yahu ! oluru yok mu bunun ? .. Kızmasız, küsmesiz, kavgasız, gürültüsüz, dokunmasız, görmesiz. Sevmesiz diyemem bir tek. O hep kalsın sığındığım. Hep olsun ama huzur bulayım. Hep olsun ama hiç konuşmayım. Hep olsun ama dokunmayım. Hep olsun ama nasıl seveyim ? Varını da hesab edemiyorum yoğunu da.

Günlük Tavsiye (köpekler iyi kalplidir)

Önceki hayatımda köpektim (kleopatra köpek) ve köpeklerden korkmam. Yatağıma uzanmış, çekirdek çitleyip tabletimden "işte benim stilim! " izlerken ( umarım zengin ve şımarık bir kızçocuğu gibi görünmüşümdür ;)) aklıma geldi bu günün tavsiyesi. Yatağa yatmadan önce (sarhoş olmadan önce); yaptığım telefon görüşmesinden, arayanın sarhoşken konuşmasını sevdiğim kadınlardan birinin olmasından, gelen misafirlerimizden, yediğimizden , içtiğimizden, eğlendiğimizden bahsetmeyeceğim. (Umarım giderek zengin ve şımarıklaşıyorumdur ;))

Istihare

Akşam olsun, elimde bir bardak açık çay, cam kenarında..(Akşamları demli çay içersem uyuyamam, gerçi akşamları çay içersem hiç uyuyamam ben, aslında akşamları uyutamam ben). Çay olsun ama ! Bir de seyirlik yağmur, Bir de susmalık keyif... Yaşamalık bir günüm olsun. Bir şiir yazılsın dialogları iyi gecelere. Monolog sevmem ben. Mısralarla hamle yapayım uyumaya. Alışverişim başlasın rüyalarla. Birşeyler alamayacaksam rüyalardan, çıkmamalıyım uykuya. Gözü dalıyor insanın vitrinlere. Rüyalar alıcı bekler ! Ne kadar önemli, ne kadar önemsiz, ne kadar yüce, ne kadar aşağılık, ne kadar eksik, ne kadar tamam, ne kadar acı, ne kadar tatlı olursa olsun. Olsun da...  Beklediği birşey yok varlığımın, ya da (de lerin ayrı yazılmasına takmış güruh için ayırdım, bir ekşi sözlük deyimidir) varsa henüz bilmiyorum. Içimde bir bahar olsa benden yana, çiçeklerim açsa hep. Yüzüme bir güzellik çökse, bir rüzgar esse saçlarımdan, mutluluk sesleri çıkarsam kalabalığıma, sevse herkes neşemi. Sonra bi

Perspektif Nedir

Resim
Bir adım yaklaşıyorum, iki adım uzak görünüyor. Iki adım geliyorum, hala küçülüyor. Yaklaştıkça büyümesi gerek, öyle buyurmuş perspektif, büyümüyor. Uzaklaşıyor, küçülüyor. Ben geldikçe gidiyor bahar, gelmekten korkuyorum. Gelmeyi de seviyorum aslında. Bu gidişle kışı da seveceğim. Biraz da ayrılığa yazarız değil mi ? Sonra kavuşmalara, ne var bunda ! Düşününce tadı kaçıyor, yazınca güzel, söyleyince güzel. Düşününce çok derin herşey. Kayboluyor insan kara deliklerde. Hissedince güzel.

Affettim (tabii ki yalan söylüyorum ;)

Psikoloğa gittim bu gün. "Derdin ne ?" dedi, "Sen söyleyeceksin !" dedim. "Uzan" dedi "geçmişine gideceğiz, yolumuz uzun."  Dedim "Geçmişime girip çıktı herkes, hayallere gitsek ?". "Yok" dedi, "uzan uyuyacaksın." Başladı köstekliyi sallamaya.

Günlük Tavsiye (muhabbet kuşuna küfür öğretmek)

Konuş diyorum susuyor, sus diyorum konuşuyor. Muhabbet kuşu dediğin ne zaman muhabbet edeceğini bilmez mi amk! Muhabbet en az iki kişiyle olur arkadaş. Tavsiyem odur ki, muhabbet etmeyi beceremeyen kuşunuza küfür öğretiniz. Sakıncası yok. En azından yersiz küfreder ve sizi güldürür...

Beklemek

Beklemeli mi gelmeyeni, Beklemekten gitmeli mi... Kiminle karşılaşacağını zaman mı söyler aşka ? Ben istediğim için gelmiyorsa, Benim istediğim zaman gelmiyorsa, Aşk ne ister akıldan ? Akıl da gitmemeli mi baştan, en başından..

XXXX

Resim
Yarın cumartesi olsa keşke, bak pazar demiyorum, cumartesi olsa keşke. Gerçi pazarla da pazarlığa otururum. Ama cumartesi olsa keşke..  ne yapsam başım dönüyor çünki. Ölene kadar kendi dünyamıza ait olmak istesek de hep aklımızı çelmiştir başkalarının dünyalarını giyinmek. Fikirlerimi beğenmedi dört x, beni eshefle kınadı. Eshefle kınandım. Seni insanlığa davet ediyorum dedi, ölümlerden ölüm beğen. Insanlığa hediye edildim ben ;)

Bu Gecenin Ekstrası

Bazı zamanlarda (hangi zamanlar olduğunu söylemicem, alkolik olduğumu düşünmenizi istemem) canınız birden bire "bişey" yapmak ister deli gibi. Eğer yanınızda biri varsa ona teklif edersiniz size eşlik etmesi için, sanki o da o kadar eğlenecekmiş gibi. Ama o ya da onlara, size göründüğü kadar cazip gelmez bu teklifiniz ve reddedilirsiniz. Işte o zaman dersinizki, Neden istemedi ki amk ! Zevksiz amk ! Beni sevseydi kabul ederdi amk ! Neden bazı zamanlarda yalnız değilim amk ! Koyar durursunuz durumlara...

Günlük Tavsiye (pahalı okullar)

Iyi bir eğitim kişisel gelişim için çok önemli. Kişisel gelişimde ( de yi ayrı yazmadım dosto, vazgeçtim yine imladan amk) dünyayı yaşanır kılmak için şart. Şu sizden çok para isteyen klas kreşlerden başlamak lazım üstelik. Pamuğa fasulye koyma etkinliği (eskimedi mi artık, tabletle büyüyor bebeler, ne kadar uzak kalabilirsiniz) değil, Beethoven haftası falan yapıyorlar. Öğretecekleri başlığı tüm haftaya yayıp, resim müzik oyun gibi her etkinliği o başlık altında yapıyorlar. Başlıklar takdire şayan. Bazı şeyleri sevmeseniz de bilmeniz gerekir at gözlüğünden kurtulmak için (imla hariç).

Düşmek

Resim
Yüzümüzdeki o gülümsemeyle, melekler gibiydik... Dönmek güzeldir ! Düşmek güzeldir ! Dönmek isterim diye sen söyledin.

Oyun

Çocuklarıyla oyun oynamayı, onları parka götürüp saatlerce sallayarak aptallaştırmak sanan ebeveynlerin ürememesi gerek. Çocukları parklarda korku filmi gibi sesler çıkartıyor. Oyun en az iki kişiyle oynanınca muhteşem bir eylem olur, kuralları o an konmalıdır, adı bile o an konmalıdır, sonuçlarına o an katlanılmalıdır , keyfine o an varılmalıdır, bir daha hatırlanmamalıdır çünkü bir sonraki oyun daha güzel olmalıdır. üremeyin..

Orospu ;)

Resim
Lise birdeydim ve bir çocuğa aşıktım hayvanlar gibi. ilginç bir lakabı vardı ve bir yatak markası olan Yataş'a benziyordu fonetik olarak. Adını da lakabını da söylemeyeceğim.

Filiz

Resim
Çok düşünceliydi, "Ne düşünüyorsun ? " dedim "Bilmiyorum! " dedi "Ooo, o kadar uzak yani " dedim "Hemde nasıl" dedi

Tanıdık, Gelmedin

Sesine benzettim birşeyleri Bir kedi gibi çevik bakındım etrafıma Miskince uzandım sonra uykusuzluğuma Yabancı değilmiş Yine senmişsin gelmeyen

Günlük Tavsiye (kardeş)

Doksanlar sonu ikibinler başı Ankara'da Nihayet ve Keyif ve Gölge bara gitmemiş birine Led Zeppellin sevdirmek zor tabi. Zeppellin dinlerken Morrison'un neden "müzik öldü" dediğini anlarız aslında. Ya da gerikafalıyız biz. Detone abinin  Zeppelin yorumundaki detone abiyi bile sevmemek için hiçbir neden bulamıyorum. Neyse, sevilecekler listesine başlıksız giriş yaptım. "Kardeşiniz düşüyorsa tutun, tutamıyorsanız yumuşak düşmesi için uygun zemin hazırlayın" diyebilirim günlük tavsiyem olarak. Dip not tavsiyesi; Sedat'ı dinlemeyin, içerken Ivana Sert'i düşünmeyin.

öylesine

Hiçbir anlamı ya da derinliği olmak zorunda değil cümlelerimizin. Kitap yazacağım bu sene dedim, "kayınpederi kılıklı" dedi değerli büyüğüm. Sanat hayatımı baltaladı pis herif. Adını da vereceğim Sedat ;) banane. Al işte yazıyorum füturlu fütursuz, imlalı imlasız. Sen iyi bi öğretmen, kötü bi gazlayıcısın laf aramızda. Neyse, konu bu değil..

aşk - meşk

Her dizçöküşün bir prens gözümde Kaldırma başını, öpeceğim yoksa Kelimelerin dökülecek üzerime Kirleneceğim Soyunacağım akılsızlığıma Bulaşacağım daha çok Ne sen bana yar, ne ben sana yara Pembe kalmalı şiirler, girme aşkıma Aşk olmazmış kavuşunca Uykularımı bırak ve git Üç günlük dünya Meşk dönüşür bedduaya Şiirlerde de imla olmalı mı dosto ?

Çıkış

Aşk açlığını akılsızlarla doyurur, zira aklı başında değildir bedenlerin. Hormonlarına teslim olmuş kimyasal varlığımız, içinde olup bitenleri tanımlamaya çalışırken düşüverir aşkın midesine, görmeyiz. Mana kaybolmaz evet ama ne şehvet kalır vücutta, ne şiir terkeder aklı, ne ateşi sönmez kalpte. Eninde sonunda bir bok olup çıkarız işin içinden.

Günlük Tavsiye (ilhan irem)

"Uzan şöyle sevgilim bulut çimenlerine Masmavi bir uyku insin gözlerine Ilahiler duyacaksın düşlerinde Uyan Üzerinde bulutlardan bir gelinlik Uyan Adını haykıracağım bir tepede" Demiş Ilhan Irem.. Bir tavsiyem olmamış bugün dikkat ettim. Çok da tavsiye verecek aklım yok ama; Ilhan Irem yaşı tutanların sevdiği, tutmayanların da sevmesi gerektiği bi abimizdir. Tavsiyem odur ki en az bir şarkısını anı edininiz..

Gecekondum

Resim
Tamir edilmesi gerek evimin..   Sigortası değişmeli sinirimin.  Musluğu boşa akıtıyor gözyaşlarım, fatura yüksek geliyor hep.  Alınganlığımdan esiyor soğuk soğuk.  Manzaramın camları kirli gözlerimde, esas resmi göremiyorum epeydir.  Gürültüsü kesilmiyor aklımın katlarının, yalıtım şart.  Kirası yükseliyor yaş aldıkça bedenimin, taşınmak gerek gençliğe.  Gönül bahçe istiyor köşküne, bir ağaçtan yoksun gecekonmuşum.  Sıkı bi tamirci gerek ucuza kapatacak hesabımı..

Sarhoşluk Güzeldir

Sessizlik güzeldir.., sakinleştirici özelliğinin kabul edilmesi gerek. Yok yok özlememek gerek, bünyeye zarar..gurura zarar. Ya da siktir et, o orada durduğu müddetçe bakacaksın o yana. Hastaymış bana.:)

Günlük Tavsiye (tekerle_me)

Hadi beni yine sev, hadi beni deli deli sev, hadi beni yine yeni yine yeniden sev.. Tekerleme gibi değil mi? Nilüfer söylerken söylemesi zordu, manga söylerken daha zor amk.. Ben zaten zaten yoğurdu  sarımsaklayıp saklayamayanlardandım.. Sarımsaklıyorsan yemelisin, saklarsan kokar, denedim biliyorum. Tavsiyem odur ki yoğurdu sarımsaklarsanız saklamayın.

Günlük Tavsiye (imla kuralları)

Imla kurallarına uyun moruk. Yani ben siklemem fazla ama sosyal ortamlarda kriter oluşturacak kadar önemi olduğunu söyledi değerli biri. Üstelik onun için bile bi kritermiş. Hay sikeyim, dilbilgisi hiç sevmemiştim resimden önce edebiyat okumak istememe ramen. Hemen bir manifesto yazılmalı imla gerekliliğine, emrediyorum.. Hayat gibi değil mi; önemli birşey açıklayacaksın derin bir nefes al (noktalı virgül), derdini sıralayacaksın (virgül, virgül) virgüllerde yarım nefesler alabilirsin, sonuca varacaksın ( ünlem, nokta ya da soru işareti). Kayahan'ın şerefine içiyormuşuz bu gece, şerefe !

Biraz Içmek Gerek

Resim
Ne yazılır bu geceye..  biraz içicem sanırım.. bilirsin gevşemem lazım... Sonunda şiir yazılacaksa biraz içki kullanmanın bi zararı yok. Ya da bir içkiye kullanılmanın.  Aşka doğru gidiyorsam, doğru gidiyorum. Yolum doğru biliyorum. Yanılmam ben, yanılmamayı da sevmem gerçi ama...

Grinin elli tonu

Saundrekini dinliyordu şimdi, film aklıma geldi, yorum yapmadan uyuyamayım dedim, ne kadar öperseniz öpün hiçbir kurbağa prens olmaz kızlar..

Günlük Tavsiye (uykusuzluğa öneri)

Uyumak istiyorsanız yapmamanız gerekenleri sayacağım, uyumak için ne yapılması gerektiğini henüz keşfedemedim ama işe yaramayanları öğrenmiş bulundum.

anlam

Resim
Kızgınlık güzeldir, çok anlam barındırır içinde.. Hayaliyle konuşan deliler gibiyim kağıt ve kalemle.. Dün sarhoştum ve bazen çenem düşer sarhoşken.. Hayalimle konuşmak istemiştim, yine misafiri vardı sarhoşluğumun.. Başkası başka anlamlar çıkarır bu cümleden.. Herkes başka anlamlar çıkarıyor cümlelerden.. Anlamlar çıkıyor, cümleler kalıyor.. Herkes istediği anlamı alıp gitsin değil mi..  Daha çok iş çıkar bu cümlelerden..  Başkasına anlam olurlar değil mi.. Ben demiştim demeyi hiç sevmem.. Yanılmamayı da sevmiyorum.. Biraz bahar biraz sarhoşluk biraz da şapşalca gülümseme kafi..

Günlük Tavsiye (depresyonda müzik dinlenmez)

Tespitim odur ki yoğun duygular içinde olduğunuz dönemlerde müzik dinlemeyin amk. Hele ki sevdiğiniz şarkıları hiç dinlemeyin. Şarkıyla öyle bütünleşiyorki duygunuz, aylar yıllar sonra şarkıyı duyduğunuzda o günki ruh haline giriveriyorsunuz şarkıyı unutsanız bile. Sonuç; sevilen ve dinlenemeyen şarkılar çöplüğünüze bi eser daha buruşturup fırlatıyosunuz. Yazık günah amk müzik öldü zaten, morrison öyle dedi en azından. Israf haramdır ;)

Aptal

Resim
Hep ordasın, ben gibi  Aptal, ben gibi Sana kızamayışım korkunç Gidemeyişim korkunç Gelişim korkunç Gelişin korkunç Kokunu aldım şehirden, onu bile hayal edebildim Gelişinin kokusu korkunç Gelmeyişinin korkusu korkunç

Isim - şehir - bitki - hayvan

Resim
Insan her gördüğü güzelliği yaşayamıyor yada yaşadığı güzelliği görmüyor. Işler karşılık beklediğinizde karışıyor..Pastayı bir kere tatmış olmak pastayı sevmek için yeterlidir ama her gün pasta yerseniz midenizi bulandırmaya başlar. Tek başınıza olduğunuzu düşünsenize..

Belasız masal olmaz

Resim
Yağmur romantikler için yağar.  Yavaşla dersin durmaz, arsız, akar Ahmakları ıslatır, sevmemişleri üşütür Sevenler soyunur kelimeleri Çırılçıplak kalır masallar Cümleler utanmaz, aptalca, çıkarcı Her masalda bela vardır bence, güzel olan hikayelerdir

Günlük Tavsiye (annenizle eğlenin)

Bugün bir tv programında yaşlı annesiyle beraber ekstrem aktiviteleri deneyen genç herifi izledim.. Ulan dedim; din, dil, siyaset, sağ-sol, eğitim, aşk meşk, iş güç ne geçici amk, oyna dünyanın oyuncaklarıyla, jeton bitince siktir git dimi..  Herkes annesini ikna etmeli..  para olarak bir bedeli vardır gerçi, herkeste de o ederi karşılayacak kase yok haliyle..  Neyse yine sinirlendim amk.. işe gidelim biz, çoğalalım, dünyanın çok ihtiyacı var bizim gibi bitkilere.. en olmadı besin zincirinde varız. sikmişim dinazorları maceraperest pezevenkler

Günlük Tavsiye (çocuk yapmayın)

Bence kimse çocuk doğurmasın. Ehliyeti falan olsun yada bu işin. Soyum yürüsün, annelik her kadının tatması gereken bir duygu, tanrı rızkını verir, aman ne de sevimli oluyorlar vs vs.. Ne saçma bahaneler sevişmek için.

geceden

Resim
Suç senindir kesin.  Gitmessin hiç, orada durursun hep, seversin herşeyi sebepsiz. Sen bana başka penceresinden bakarsın hayatın, ben de sana.  Buluşmuşsak bir yerinde gecenin, uyur yorgunluğumuz.  Ne sen uslanırsın, ne ben döner giderim.  Gelişine içerim, tutunurum sarhoşluğuma, kurtulamayışımı severim.  Çıkıp giderim bizden uçmaya, ellerim konuşur seninle, tavında olurum.  Gülümserim..,  düşerim tuzağına, sarılırım körlüğüne, büyülenirim söylediklerinden ve dolusu cümlelerden.

hoşgeldim

Resim
selamlaşma mühimdir bi ortama girince ama nerden başlayacağını hiçbir zaman bilememiş ben, imla kurallarına uymayan, küfürbaz, edepsiz, arsız, romantik, melankolik, oldukça salak ben size sadece ''merhaba, beni okumayın, utanırım'' diyebilirim. hiçbirşeyden bahsetmicem size dair, baştan siktiredin. Çoğu zaman sarhoş olcam yazarken, bi o kadar da kızgın. Aşk, ayrılık falan en sevdiğimizdir biz dişilerin, onlar hakkında da atıp tutucam. Büyüyünce raksıtar olma hayalimden tutun da, sizi ilgilendirmeyen uyku sorunlarıma, büyüyünce yazar olma hayalimden tutun da... vazgeçtim amk... hepsinden kendime bahsedeceğim..