mavi nokta

Bu kadar çok yüz akıp giderken etrafımdan, bi tek senin yüzsüzlüğüne tavlanmam benim yüzümden. Ya kendimi ya seni bi halt sandım. Ne halt sandığımı bile bilmeyecek kadar savunmasızdım üstelik. Neden yazıyorum o halde..... Yıl yüzünden. Dönümü oluyor yılların, DÖNücekSEN eğer yüzünden Dönücek misin ? Gösterecekmisin bana 'kimmiş bu yüzsüz'.. İsimsiz Kimliksiz Kimmiş bu meğer ? Çok değil eksik Yanlış yada yalan Görücek miyim yani Utanmadan sevecek değil mi bir de ) Utanmayacak kirpiklerimden Kesin birlikte yaş'lanırız dimi ölene dek.. (Kirpiklerim ve ben! ) Bi ölür bin doğarız dimi kapanan hesaplardan Ölümsüz oluruz ölümlerden .. Biliyorum, seveceksin Sevineceğim  Ve elbette sevmede sana eşlik edeceğim Seni sadece mavimsi bi ışığın satırlarında kovalarken. Dönme.. Bilmek istemiyorum, ya çok seversem ? Korkunç olmazmı ))

uyutmuyorsa vardır bi bildiği gecenin. direnmeyeceğim ) bende hayaller kurarım boy boy en büyük hayalim olursun canım çeker senden, şiirlenirim.. bi sigara yakarım bi gün de uykusuz kal ölmezsin ! derim yine kendime her gece uyuyamam yine ve her sabah ölmem şimdilik

Herşeyi anlayalım demedimki.. Anlamadığımızı anlayacağımız zamana kadar serbest bırakırız bizde.  Anlamlar sahiplerini bulur karşılaşmaları gerekiyorsa. Yaş bilir yaş'ını  Dalgıçın meseleside gözyaşı diildir hem. Silemediğı geçmiştir, geçememiştir belki . Tüm savunmasızlığımız bu yaşlar'dan. Sınanmadığı günahın masumu değildir insan. Sevebilir belki, kimbilir.. Canlılar kanar yaşadığını his etmek için .. Herkesin iyi olduğu kadar kötüyüz hepimiz.. Arayan bulur esasen. İnanıyorum. Öncelikleri fark ettiğimizde çok yaş'lanmış oluyoruz sadece. Tüm kavuşamamaları bilir parmakuçlarım benim. Öğretildim. Özlenendir beklenen beklenendir gelmeyen gelmeyendir sevilen. niye böyle bilmiyorum ama böyle. Saklı düşler göremediklerimiz olsa gerek, ama yağmur yagmur , Bu gece saatlerce yağmur yağdı. Merdivenin kenarındaki demir korkuluk soğuyacak kadar ıslanmıştı. O damla var gücüyle büyüyerek gri, serin, ıslak havanın yükünü alıp kartopu gibi büyüdü ve demir kork

Anlamlar çıkmıyor cümlelerden. Kimse kimsenin arkasını toplamıyor. Önüne de bakmıyor. Yazıyor diye bağırıyor satırlar. Biraz sarhoş oluyoruz dağınıklıktan. Anlam arıyoruz satır altlarından. Tutunmaya çalışmaktan yorulmuş eller, taa uzaklardan dokunuyor bi iç'e. Dokunuyor belliki. Anlam arıyor belki, belki sadece iyi hissediyor. İyi hissettiği yer sayısı azalınca bulduğu her fırsatta biraz dinlenlenmek, soluklanmak istiyor insan. Sonsuz güvenmek ve kaçmak istiyor. Düşünmeyim istiyor, artık hiçbişi düşünmesin aklım ! Herkes kendi anlamını alıp gitsin ve çıkarken parantezi kapatsın yeter. 

Kokunu almadım hiç,  Buna ramen güzel görünüyordu birşeyler.. Burnumu dört açmanın tam vaktiydi ! Bu kadar iyi hissetmemeliydim..

Günaydın sol yanımdaki yalnızlığım. Üzerini örtmemişsin gidişinin, buz gibi olmuş ayaklarım. Sarılmamışsın da gelmeyişinden. Nasıl ısıtacağım şimdi sensizliği. Yastık altında katlanmış kolum, parmaklarım uyuşmuş aklımı taşırken kollarım. Şiiri kırıldı parmakuçlarımın. Nasıl iyileşir şimdi kelimelerim. Neler biriktirdim yastık altında bi görsen. Tokalarım, küpelerim, gözlüğüm, iç çamaşırım, çorabımın biri, biraz peçete, su şişem, telefonum .. Elimde ne varsa bırakmışım yokluğuna. Günaydın diyorum kalabılığımdan elimi çekerek. Gözümü açınca tavandaki fosforu sönmüş yıldızlarım tıpkı yalancı bi şair gibi dikiyorlar bakışlarını gözlerimin içine. Ne olur sev beni diyor gök yüzüm, Neden yalvarıyorsunuz diyorum, sevgi dilenmeden edinilir. çünkü ben bir yalancıyım diyor yıldızlar sen sev, n'olur, ben hiç sevmeyeceğim.. Kalkmaya yelteniyorum mezar yatağımdan, kusmuş renklerim karşılıyor beni. Tabloda herkes ölmüş aşkımdan. Taa ki ben sensizlikten ölene kadar. Günaydın d

günaydın yıldızlar,  yine uyuyamayışımdan esti biraz,  seyir ettim doğumunuzu  dönüp, durmadınız her sabah aynı yerden battınız gökyüzüme.  Her yeni gün dünüme artı, ömrüme eksi yazıldı tüm şafaklardan içimde bi gök gürültüsü sabahım, bi karın ağrısı olurken gecemin batışı..   yan gözle baktım rüyalara gözü tutmadı beni uykunun uyku tutmadı gözümü benim

Bu sabah farkettim, Sarhoştum işe giderken, Rüzgar çıplak yerlerime değdi, (tatilde hissetmek  basit bi cümle gibi görünebilir ama altında sayfalarca huzur saklar) Kendimi tatilde hissettim.. Neden ? Çünkü tatildeyken rüzgar teninden geçer. içinden geçer gibi.. geçirgenizdir. Şehirdeyken rüzgar çarpar, rahatsız eder, geçmez. Geçirmeyiz. Tenime deniz sürer gibi esti ve geçti bu sabah rüzgar. Insan mevsimleri ya aşıkken farkediyor ya sarhoşken ) Tekmil sarhoşluklar güzel tabi, Çünkü aşka benziyorlar. Yaz'ı farkettim sen yazarken. Sen yazar ben anlar iken. Rolleri değiştim soyunma kabininde, tam bana göreydin. Baktım kendime,  Ol'muştun. kendimle karşılaşmıştım. Kendimi aynada narince ağırlıyor, Bi kuş tüyüyle dokunuyordum bana.. Bir sahne okudum, Tamaaam, çok klişe ama Nesi kötü kumsala uzanıp yıldızları izlemenin gök yüzünden Kelimelerden resim yapmak Tamda böyle.. Yorgun aklıma Düş Me. Ya Ğ. Demiş ressam. (Aramızda sadece atılması gereken

"maviden nokta olur. daha iysisi mor. biraz kırmızı içine. biraz biraz ve sonra önce eflatun. (ef dedim latun maviden sonra az önce kırmızıdan) sonra mora keser. (more diye bir sigara markası vardı. kahverengiydi sigaralar. ingilizce öğretmeninimiz içerdi. ögretmenler odasında gördüm. arkadaşlarıma anlattım. mor o [more o] dediler. ben dedim ki mor değil kahverengiydi.. ilk rezilliğim. iki sömestre yakın dalga geçtiler.) neyse ne. maviye vurgunsun sen. maviyi anlatsan bir ömür dinlerim ben. yok öyle değil, yani sabırlıyım. neyse mavi nokta, mavi kal hep. nokta nokta .." Dedi. Şahane Şairane Bilmediğimiz yerler çok hepimizin Olsun, aklen sağlamca merhaba. Ölüleri kazalımmı beraber ? Kelimeleride alıp gidiyorlar, Çok öldürüyorlar ölürken. Tekbaşlarına ölmeyi bi türlü beceremiyorlar, Sevmiyorum onları Soyalımmı mezarları ? Kelimeleri çalıp yaşayanların arasına katarız hem. Kursağımda kaldı benim hevesim.. inandıklarım yazdıklarım  hayallerim Şiirlerim sevişm

Bazen açıp pencereden bakıyorum, yüzüne bakmışım gibi oluyor. Bakıyorum yeşilsin, Nefes alıp işime dönüyorum.

Öğreti cümleler öfkelendiriyor beni nedense. Kendimi, kendim ikna edebiliyor ancak. Uzak durman gereken şeyin önce taa içine girmezsen aslında ne kadar kaçman gerektiğini kestiremiyosun. Kışkırılmayı sevmiyorum atalardan. Cümle ataları... Bana 'hisset' diyor varlığım. Hissedince, yaşadığımı anlıyorum. Hissedince yaşadığımı, An'lıyorum boşa yaşamadığımı Sonra yazıyorum yaşadığımı Yazınca anlıyorum Boşa yazmıyorum Kendime hepsi..

Hisleri uyanınca insanın  herşey uyanıyor. Gün uyanıyor günaydın oluyor An uyanıyor saat kaç oluyor Haz uzanıyor dizinde uyuyor Az görünüyor ilgi uyanıyor. Beni anlayacaksın bigün ).  Sanırım bizi doğru yere ben götürebilirim ancak. İşin ucunda aşk varsa doğru yolu bulabiliyorum ben))).  Aşka kadarını biliyorum yolun. Elinden tutuyorum yolculuğun Seni sakinleştirmek zor. Öfkelisin.  Bana bile.  Sevmekten korkar gibi severken bile.  Yüzümü yüzüne bakar bırakan bi güzelliği var cümlelerinin. Öfkelenirken bile sevebiliyorsun mesela. Sen hangi tatlıyı sevdiğini bilmiyorsun halbuki. Seni tanıyorum giderek.. Memnun olarak..  Keyfini sürmeliyiz zamandan gelişlerin. Evet haklısın iyi bi ağlayacağiz önce ama yine haklısın bu çok kısa sürecek. Beklemeni seviyorum. Kalmanı. Bu,gözyaslarımı omzunda uyutmamı söylüyor bana bi umut Alıyorum kokunu uzaktan İyi hissediyorum. Hoş geldin.

Bişi oldu bilmiyorum geçtiğimiz günler içinde Günler içinden geçerken bişi oldu Seninle ilgili şeyler değil. Sensizlikle ilgili şeyler. Bildiğim şeyler, bilmediğim şeyler üstelik.. Olmuş kalpler ağaçtan dökülmüş bir fotoğrafta bir gece sen yokken.. Arkamda bi aşk bıraktım. Seni seyir ediyorum uçurumun kenarından Gülümsüyorumda üsttelik..

Çünkü ilkin yanaklarını doldurmalı avucum. Tüm parmaklarım hissetmeli yaşadığını parmakuçlarımdan. Gözlerim gözlerinin taa içine, en içine düşmeli kapana kısılmış bi av gibi. Verdiğin nefesi almalıyım burnumdan, yaşayabilmek için seni. Boynuna bırakmalıyım nefesimi, gözyaSlarımı, umutlarımı.., huzurumu bulana dek. Kolların sarıp tutmalı beni düşmeye yeltendiğim umutsuzluklarımdan. Sana gelip defalarca sanasınlığımdan, Defalarca gelip durmalıyım, bende durman gerektiğine seni ikna edene kadar. Dur. Durup kalmalıyız son gidişlere kadar. Memnun olana dek bizden.

gittiğim yollar güzel geldi hep yolları sevdim yollardaki ağaçları sevdim, öptüm karanlığını sevdim yolun karanlığını aydınlatan ışıklarını yolda dinlediğim müziği sevdim büssürü yeni yol şarkısı daha biriktirdim sevgimden yola şiirler yazdım alanımı işaretledim cümlelerden sanki yol da beni sevdi yoldaki ağaçlara bahar getirdi falan, şiirlerden çiçekler yağdı başımdan renkler yağdı gözlerime gözlerimden aklıma aklımdan içime içimden dışıma yoldaki herkese gülümsedim hepsinin yüzüne baktım hepsinde hayal kurdum birden bana bakıp gülümsüyormuş falan yolun öbür tarafından ben gizlice gözlerinin taa içine bakarken görüldüler hep yol yüzünden ) giderkende güzeldi gelirkende evime gidip geldim, işime gidip geldim gidip gelmem yolun güzelliğinden. izimi bıraktım ağaçlara dudaklarımdan yapraklar açtı kelimelerimden resmini çizdim yolların yüzüme yüzüme yakıştırdım yol yüzümden

Bak , En içinden öpmüş bir de ! En yaralı yerinden.. En kabuksuz, En çıplak yerinden...

Şiirler gelmeyene hep, Taze çıktılar fırından. Romantik birinede benzemiyorum halbuki. İçe kapanıklardan sanki Konuşmayıp bakanlardan daha çok.. Bu yuzden hiç okumuyorum seni, Seni, yazıyorum. Aşık olurum okursam Aynı renkleri görüyoruz gibi gelir bana Kesin görürüz zaten, biraz okusam.. Beni düşün, Düşün. Tanrı buyurdu ! Çünkü diz çökmüşsün, Çünkü tanrılar secde sever. Git, Gelmeden git, Gelirsen okurum. Okur dil'im yazarım ben Sana yazarak yanlız geçirdiğim zamanlarımda bile Yanımda oturup sadece sana yazmamı seyretmeye razı onca aşığın şairane sadakatini okudum Git, Gelmeden git, Gelirsen seni okurum. Ben bir yazarım, Sen bir an'lar. Güzel bişiler söylicem bi ara Ara bi, arada bi.. Söylemicem vazgeçtim, Güzel şeyler bakıcam, Bakarım ben, Bakarız bi ara.. Ara bi, arada bir.. Hayıır piiis falaan diiiliiiim iki i ile Ben dili.. Niyetimin pisleşmiş gibi görundüğünün farkındayım, Çünkü niyetim pisleşmiş, Bide bunu belgelemişim, Kayıtla

Zorla geliyor kapıma seni özlemeler Alacaklı gibi çalıyor ismini aklıma. Daha ben, yüksek sesle söylememişken hiç kendi kulağıma bile, Annem annem olmaktan çıkıyor sabahları mutlu uyandığıma sevinirken, Dostum seni gülümsüyor bana sarılırken, İş arkadaşımın şakasında oluyorsun, patronumun öfkesinde. Otobüs şoförünün dalgın bakışında oluyorsun Bakkalın çapkınlığında. Sokağımdaki düşman oluyorsun sırf bana sataşmışlığına yanıt vereyim diye. Şairlerin cümlesinden geliyorsun aklıma, Radyodaki her şarkıyı sen söylüyorsun kulağıma. Izlediğim filmde çıkıyorsun en vurucu sahneden.. İçimden adınla seslenirken buluyorum kendimi baktığım her yüzde. Isimlerini unutuyorum herkesin. Senle dolu heryer, herkes, herşey, herben. Gitmiyorsun gidişimden bile. Bizi terkediyorken senide götürüyor oluyorum tek kişiliğime. Gölgeme ben oluyorsun Benimi senimi ayıramıyorum. Kadınlığıma ses oluyor ismin Konuşamıyorum.. Giderek seviyorum Giderek özlüyorum Giderek öfkeleniyorum Gitmiyorsun g

Aynı şarkı farklı hazlar verebiliyor (sübliminal olabilir bu aşka) Aşıkken dinliyorum şarkımı, Sonra sarhoşken dinlemek istiyor canım ve sarhoş olup dinliyorum. Tekrar tekrar döndürüp şarkıyı, Donduruyorum o anki hissi.. Sonra başka aşıkken dinliyorum, Yine sarhoş olmak istiyorum, Ve oluyorum ! Bu sefer yanına bi tabak keder çekiyo canım, Birzda keyif alıyorum tadımlık, E acı şart tabi.. Gülümsemesiz çekilmiyor artık ayrılık sofraları, Gülümsüyorum...) Haz duyuyorum birde, Bir yerlerden tanıdık hazlar, Azlar.. Ama ben zehri nasıl isimlenirse isimlensin bilirim ! Şarkıyı tekrar tekrar dinliyorum, Çünkü bu sofrayı seviyorum buna eminim. (sarhoşluğumda fena değil) Sensiz tadım çıkmıyor kelimelerden ''Hala ayrıl(ama)dık'' bu şiirin adı... Tek korktuğum şey içimdeki geleceksin hissi Gelmemelisin ! Artık yani.. Gönderme yok, Gelme yani dümdüz ) Bende inanmıyorum artık valla, Felaket tellalı gibi yetiştirdin zaten bildiğim ayrı'lıkları

Seni düşünmenin keyifli bi acısı olmaya başladı. İşte buna zehir diyoruz benimde. Öd gibi ürkünç, Safra gibi çamur, Barsak gibi pisi bulaşmış, Kalp gibi civelek, Beyin gibi çukur, Zehir gibi zehir ! Göğsümden gıdık alıyorum neşeye, Dilimden keyif tadıyorum, Aman tanrım, ben neler söylüyorum..

Memnun oldum öldürmeden 'merhaba' sensizliğe. Duygular acemice olur mu hiç? Sahibi; yazanın değil, acemiliği okuyanın olduğu duygular merhaba. İmlasına küsmüş duygu dilimden yazıma merhaba Satırlarıma misafir olacak gibisiniz, cümlelerimi küçümsemeyin bayım. Aşkı vahyedeceğim sana, Oku demeyeceğim, yaz, yaz ki bahar gelsin. Seni tanıyor gibiyim, yoksa neden memnun olayım Tam bize layık bir pislik aşk Kaybediyoruz sanıyoruz kayıp olmuyor Bizi gıdıklayacak cümleler buluyoruz halı altlarından Cümle cambazlığımız aşktan Resimler yapmak duygulardan Gitmek istememekten biz'den Cümle cümle içmek gözlerden Tavlanmak resimlerden Ağırlanmak cehennemin en sevgili köşesinde Kaçamamak ermiş olsakta yanmaktan Bize layık bir pislik aşk.. Hapis hanelerden, doyurmayan yemeklerden, öğreniyorsun dediklerini öğrenmelerden sonra bırakamamak elini müsaadenden. Bir bankta oturup varlamak hayalleri Birlikte uykuluk şarkılar sevmek Gözleri yumup biz izlemek.. Yolculu

Benimle aynı anda aynı şeylerde olursan masal diyorlar adına. Masal olmasada Aslı'nda olsada Keşke olsa... Bugün hava güzel, Ve kuşlar baharı getirdi kesin ! Yoksa bu kadar ötüşmek niye ? Baharın geldiğini nası anlıyorum biliyomusun ? Çok denedim.. Tecrübeledim bunu ! Hava net güneşli. Ama net ve keskin. Herşey berrak görünüyo, Değişik bi aydınlık.. Kışın kimi günler yalancı güneş olur ya, Bu yalancı diil, Sahici ! Birinci belirti bu ışık. İkincisi kuşlar. Güneşin yalancısı gibi, Kuşlarında yalancısı var.. Bazıları tek tük öter bazen hevessiz gibi Ama o ışıklı gün sözleşmiş gibi hepbir ağızdan öterler Ve sen öterken gülümseyen bir kuşun gagasını hayal edebilirsin.. Mesela bazen insanların yüzüne bakmazken, Ses tonlarından anlarsın konuşurken gülümsediklerini Hah kuşlarda aynen öyle öter o ışıklı gün ! Sonra sokağa çıkarsın üçüncüsü sanki herkes gülümsüyor, Sanki herkes aşık ? Sanki (tüm insanlığın hayali) fonda bi müzik çalıyo keyfi, sen yür

Çınarcıkta oturuyorduk o zaman. Sanırım ilkokul 5 yaşları. Yağmur çok güzel yağardı orda. iri iri ve ılık damlalar. Deniz bile ısınırdı yağmur yağarken. Hiç üşütmezdi. Yada çocuklar üşümez bilemedim şimdi. O gün beş altı kişi olmuştuk oyun oynamak için toplandığımızda. Bana aşık o iyi kalpli çocuk (ben ona değildim çünkü evrenin kanunu bu olsa gerek)  yağmur yağmaya başladığında ,iskelenin sonuna kadar yarışalımmı, dedi hepimize. Heyecanla kabul ettik ve koşmaya başladık. Koştukca yağmur hızlanıyor gibi oluyor, sertçe yüzümüze çarpan ılık damlalardan yolumuzu zor seçiyorduk. Donumuza kadar ıslanmış çocuk sürüsü olarak iskeleye doğru son sürat koşuyorduk. Benim biraz önümde koşuyordu o çocuk. iskeleye ilk o girmişti bu yüzden ve iskelenin sonuna yaklaştiğında ben epey geriden onu geçmek için yetişmeye çalışıyordum. Zinciri kopmuş gibi zevkle ve topuklarim götume vura vura koşuyordum ( çünkü 7 yaşında romatizma olmuştum. koşmak başaramadiğım bi eylemdi aslinda. Bırak koşmayı, bed

Özlemişim. Özledim. Üşeniyorum. Yollar uzun. Ve son durak kimseyi güldürmez hiç. Yola çıkmaya üşeniyorum. Üşeniyorum. Çünkü korkmak çok yorucu. Yorucu çünkü korkunun sıkıntı verici yanı keyif verici yanından daha uzun. Manzara durup seyir ederkende güzelmiş.. Şaka şaka. Dünya öyle renkli ki, yeterince içersem, bi parmağını şıklatmasına bakar hayatın. Yola koyulurum )) Birşey itiraf etmek istiyor gibiyim.. kendimdenmi hoşlanıyorum acaba ) Kafamda bir düğün. Halay başı mutluluk, hayal başı aşk, fonda bir umut esiyor.. Yerinde olması gereken herşey yerinde.. Keyfim gibi !