Kayıtlar

Beyaz (no filter)

Resim
Bir fala fincan, bir bara garson, bir lekeye mendil beyaz. Bir kadehe ićki, bir hesaba adisyon, bir deftere borćlu beyaz. Bir güne sabah, bir geceye yıldız, bir ateşe ışık beyaz. Bir düğüne gelin, bir gerdeğe gecelik, bir hayale umut beyaz. Bir uykuya hap, bir ölüme ruh, bir cesete kefen beyaz. Ne kadar tekrarlarsan tekrarla, sadece bir seçenekte masal oluyor ve birdaha olmayacakmışçasına kirleniyor beyaz. Hangi renge dokunsa onu aydınlatıp kendini kirletiyor, tüm renklerin fahişesi beyaz.  Bulaşma hevesi, anlamsız karanlığa hasret beyaz. Tek başına anlamsız.. karanlığa hasret beyaz. Kendini òrtecek her pisliğe aşık beyaz. Masumiyetin kirlenişi, yıldızların sönüşü, umudun tükenişi, hayatın bitişi, kıvrımların sateni, Saflığın simgesi değil, orospuluģun dikâlâsı beyaz.. 

Sosyal Muhalebi

Resim
O fotoğrafta çok mutlu görünüyor olabilirdim ama belki de en keyifsiz günümdü. Zayıf ve mutsuz göründüğümde de zevk alıyordum an,ımdan kimbilir. Oyunu kuralına göre oynamayı sevmedim hiç. Oyun içinde oyun en keyiflisiydi. Yeterince bilgi vermiştim kandırmacalara. Ne keyifsizlik ne saadet. Metin yazabiliyorum (bu ne ukalalık) ama başlık bulmakta zorlanırım hep. Anlamı bi fotoğrafa sığdıracaksam başlığı bulması kolay oluyor aslında ama, bu gece fotoğraf çekemeyecek kadar çirkinim. Üstelik birikmiş gıybet için en verimli yer akraba sıcağıdır. Bu, fotoğrafa engel başka bir keyifli meşguliyet.  Pastanede, muhalebi tadında aşk. En güzeliydi kesin.  Bizi zehirleyen şey sevgi değildi eminim. Aşk da olmayabilir aslında... Vitamin eksikliği sabah dişlerini fırcalamayı unutmak gibi önemsiz birşey değilmiş mesela. Ya da Hormonların insana neler yaptırabileceğini tahmin bile edemezsiniz demiş rüzgar erkoćlar abi. Bence bunu en iyi o bilebilir.  Kısacası beyninde kim...

Huzursuzluk Molası

Resim
Nerede bitiyor sınırlarım? Nereye uçuşuyorum? Sesler gıdıklarken, insanların hepsi gülebiliyorken, içimdeki hüznü uyuşturan umursamazlığım olması gereken mi? Bir mızıkaya teslim etmişim uykusuzluğumu, ne uyutur beni, ne ağlatır.. ihtimallerin melteminde süzülüyorum, dalgalar bir kutu tuborgumu çalmış, keyif alsammı bir dal ?

Boş,an

Resim
Soğuk ve ciddi binadan uzaklaştıkça trafiğin rahatsız edici gürültüsü büyüdü kulağımda. Kornalar kafamın içindeki sessizlikte tekrar tekrar yankılandı. Yağmur ne seyirlik, ne keyifle yürümelik yağıyordu. Rahatsız edici bir ıslaklık sadece. Ellerimi koyacak yer bulamayıp cebime soktum. Sol elim sigara paketini döndürüp durdu içsemmi içmesemmi kararsızlığıyla. Yutkundum karın açlığımın iğrenç tadını tekrar tekrar. Yakamadım sigarayı. Sağ elim anahtara değiyor anlamsızca rahatsız ediyordu beni. Çıkarıp sallamaya başladım. Çıkardığı ses dahada rahatsız etti ve tekrar cebime koydum. Yürümeye devam ediyordum. Sağa sola bakınıp dudağımın sol altını ısırıyordum bilinçsizce. Yağmur halâ ıslatıyordu. Şapkamı kapattım. Havadaki boğucu nem terletiyordu, ama paltomu çıkarsam üşürdüm. Yürümeye devam ediyordum. Tesbih tezgahının önünde kısa süre durup mavi olanı beğendiğimi söyledim. Elimi cebimden çıkaramadım. Almadım. Dudağımı ısırdım yine. Anahtar serçe parmağıma değiyordu halâ, rahatsız olu...

Uyku Saati

Resim
Parmağımdaki yüzüğü çıkardım. Saçımdaki tokayı. Üzerimdeki elbiseleri. Yalancı gözlerimi, Gözümdeki yaşı soyundum. Uyumamak ve uyuyamamak arasında, keyif ve keder kadar keskin bir fark vardı ve ben çırılçıplaktım tanıdık uykusuzluğa.

Uçuş uçuş

Resim
Herzamanki gibi döküldum ortalığa. ilk kez rahatsız olmadım kendi kirimden. Toparlamaya çalışmadım. Temizlemek istemedim. Yanlış yada yalnış biraraya gelmiş kelimerimin beni guldürmesine izin verdim. Daha önce tatmadığım acıları sipariş ettim. Şairliğimin gurmeliğinden tadına bakmak istedim herşeyin, bir cürret, Bir ukalâlık.. Külüm döküldü yerlere, Rengini sevmek istedim. Çırılçiplağım her yeni yaşıma. Hayat bitmiyor hemen.

Renkli Kişilik Yas,ı

Resim
Kaybettiğim zamanların yasını tutuyorum. Gençliğimin. Elimden kayıp giden, kaçıp giden insanlarımın yasını tutuyorum. Özlemimin. Kaçıp gidişimin, kaçtığım yerlerde kalamayımışımın yasını tutuyorum. Yanlızlığımın. Ertelediiklerimin, biricik hayatımı bedavaya bozduruşumun yasını tutuyorum. Yetişemeyişlerimin. Akıttığım kanın, gözyaşımın yasını tutuyorum. Kahkahalarımın. Zehrine, sihrine müptela olduğum Aşk'ın yasını tutuyorum. Bağımlılıklarımın. Okuduğum kitapların, terkedemediğim dostların, sevmediğim işlerin, yemediğim yemeğin, içmediğim içkinin, sevdiğim insanların, hazetmediğim akrabaların, kılığımın kıyafetimin, zenginliğimin,  fakirliğimin, aldıklarımın alamadıklarımın, girdiğim yaşın, çıktığım yaşın, gittiğim yerlerin, gidemediğim yerlerin, tuttuğum elin, bıraktığım elin, elâlemin, doğuranın, doğurtanın, sövecekmiş gibi sevdiğim, sevecekmiş gibi sövdüğüm hissettiklerimin, hastalıklarımın, midemin hep bulanışının, kusamayışımın, şişkoluğumun, çirozluğumun, yetene...

Pembeyi Sevmiyorum

Resim
Şapka takarsanız, ölümsüz olabilirsiniz, ölümsüz olursanız, ninja olabilirsiniz. Sonra sadece biraz teknik öğrenmeniz gerekiyor) Şapkayı fazla takmayın, bazen (hatırladiğım kadarıyla) 9 yaşa kadar geri  döndürüyor. Ki bu, ninjalıktaki kuşak renginizi pembeye kadar düşürür. Düşürür diyorum çünkü pembe düşük bi renktir. Hatta renk değil, Pembe sadece bi boktur, çilekli bok.

Göz Yaşıma Bastim

Resim
Biz,den gittiğin an, bitmemiş cümlelerim dağıldı birer birer sayfamızdan, aşkın peşine düştü kelimelerim. Aktı mürekkebim gözyaşımdan, kadehime doldu anlamlar. Göz yumdum. Zehrini yudumladım ademin cesaretiyle.  Aşkının elini tuttum iki parmağından, ne yanına aldın, ne elini bıraktın şiirimin. Bir at arabasının arkasında hector,un cesedi gibi, süründü satırlarda gönlüm. Göz yumdun. Halbuki ne cesur bi savaşcıydım ben, kaçmasaydın eğer. 

Falcı

Resim
Kendi içimde değerlendirdim mutluluğu. Sahip çıktım, bizi sarhoş ettim. Sendeledi mutluluğum, ağladım mutluluktan yada sarhosluktan. Kadehine doldum, içine sızdım. Duymak ne güzeldi. Bizi kapattım tüm grilikler içinde beyaz bir sayfaya. Yazdım, çizdim, gözyaşımla besledim. Nereye varsa güzel olacaktı masal. Bir falcı yanıbaşında deniz feneri olan bir evde yaşayacağımı söyledi. inanmadım. Kimseye söyleme demişti, kesin büyüyü bozdum amk. Cehennem bitermi hiç. Yoksa kim korkardı cürret etmekten. Omuzunda ağlasam sadece, sessizce. Pişman olsam doyasıya. Gelişini görüyorum iyi gecelerimin, sanırım uyumam gerek. iyi geceler..