mavi nokta

uyutmuyorsa vardır bi bildiği gecenin. direnmeyeceğim ) bende hayaller kurarım boy boy en büyük hayalim olursun canım çeker senden, şiirlenirim.. bi sigara yakarım bi gün de uykusuz kal ölmezsin ! derim yine kendime her gece uyuyamam yine ve her sabah ölmem şimdilik

Herşeyi anlayalım demedimki.. Anlamadığımızı anlayacağımız zamana kadar serbest bırakırız bizde.  Anlamlar sahiplerini bulur karşılaşmaları gerekiyorsa. Yaş bilir yaş'ını  Dalgıçın meseleside gözyaşı diildir hem. Silemediğı geçmiştir, geçememiştir belki . Tüm savunmasızlığımız bu yaşlar'dan. Sınanmadığı günahın masumu değildir insan. Sevebilir belki, kimbilir.. Canlılar kanar yaşadığını his etmek için .. Herkesin iyi olduğu kadar kötüyüz hepimiz.. Arayan bulur esasen. İnanıyorum. Öncelikleri fark ettiğimizde çok yaş'lanmış oluyoruz sadece. Tüm kavuşamamaları bilir parmakuçlarım benim. Öğretildim. Özlenendir beklenen beklenendir gelmeyen gelmeyendir sevilen. niye böyle bilmiyorum ama böyle. Saklı düşler göremediklerimiz olsa gerek, ama yağmur yagmur , Bu gece saatlerce yağmur yağdı. Merdivenin kenarındaki demir korkuluk soğuyacak kadar ıslanmıştı. O damla var gücüyle büyüyerek gri, serin, ıslak havanın yükünü alıp kartopu gibi büyüdü ve demir kork

Anlamlar çıkmıyor cümlelerden. Kimse kimsenin arkasını toplamıyor. Önüne de bakmıyor. Yazıyor diye bağırıyor satırlar. Biraz sarhoş oluyoruz dağınıklıktan. Anlam arıyoruz satır altlarından. Tutunmaya çalışmaktan yorulmuş eller, taa uzaklardan dokunuyor bi iç'e. Dokunuyor belliki. Anlam arıyor belki, belki sadece iyi hissediyor. İyi hissettiği yer sayısı azalınca bulduğu her fırsatta biraz dinlenlenmek, soluklanmak istiyor insan. Sonsuz güvenmek ve kaçmak istiyor. Düşünmeyim istiyor, artık hiçbişi düşünmesin aklım ! Herkes kendi anlamını alıp gitsin ve çıkarken parantezi kapatsın yeter. 

Kokunu almadım hiç,  Buna ramen güzel görünüyordu birşeyler.. Burnumu dört açmanın tam vaktiydi ! Bu kadar iyi hissetmemeliydim..

Günaydın sol yanımdaki yalnızlığım. Üzerini örtmemişsin gidişinin, buz gibi olmuş ayaklarım. Sarılmamışsın da gelmeyişinden. Nasıl ısıtacağım şimdi sensizliği. Yastık altında katlanmış kolum, parmaklarım uyuşmuş aklımı taşırken kollarım. Şiiri kırıldı parmakuçlarımın. Nasıl iyileşir şimdi kelimelerim. Neler biriktirdim yastık altında bi görsen. Tokalarım, küpelerim, gözlüğüm, iç çamaşırım, çorabımın biri, biraz peçete, su şişem, telefonum .. Elimde ne varsa bırakmışım yokluğuna. Günaydın diyorum kalabılığımdan elimi çekerek. Gözümü açınca tavandaki fosforu sönmüş yıldızlarım tıpkı yalancı bi şair gibi dikiyorlar bakışlarını gözlerimin içine. Ne olur sev beni diyor gök yüzüm, Neden yalvarıyorsunuz diyorum, sevgi dilenmeden edinilir. çünkü ben bir yalancıyım diyor yıldızlar sen sev, n'olur, ben hiç sevmeyeceğim.. Kalkmaya yelteniyorum mezar yatağımdan, kusmuş renklerim karşılıyor beni. Tabloda herkes ölmüş aşkımdan. Taa ki ben sensizlikten ölene kadar. Günaydın d

günaydın yıldızlar,  yine uyuyamayışımdan esti biraz,  seyir ettim doğumunuzu  dönüp, durmadınız her sabah aynı yerden battınız gökyüzüme.  Her yeni gün dünüme artı, ömrüme eksi yazıldı tüm şafaklardan içimde bi gök gürültüsü sabahım, bi karın ağrısı olurken gecemin batışı..   yan gözle baktım rüyalara gözü tutmadı beni uykunun uyku tutmadı gözümü benim

Bu sabah farkettim, Sarhoştum işe giderken, Rüzgar çıplak yerlerime değdi, (tatilde hissetmek  basit bi cümle gibi görünebilir ama altında sayfalarca huzur saklar) Kendimi tatilde hissettim.. Neden ? Çünkü tatildeyken rüzgar teninden geçer. içinden geçer gibi.. geçirgenizdir. Şehirdeyken rüzgar çarpar, rahatsız eder, geçmez. Geçirmeyiz. Tenime deniz sürer gibi esti ve geçti bu sabah rüzgar. Insan mevsimleri ya aşıkken farkediyor ya sarhoşken ) Tekmil sarhoşluklar güzel tabi, Çünkü aşka benziyorlar. Yaz'ı farkettim sen yazarken. Sen yazar ben anlar iken. Rolleri değiştim soyunma kabininde, tam bana göreydin. Baktım kendime,  Ol'muştun. kendimle karşılaşmıştım. Kendimi aynada narince ağırlıyor, Bi kuş tüyüyle dokunuyordum bana.. Bir sahne okudum, Tamaaam, çok klişe ama Nesi kötü kumsala uzanıp yıldızları izlemenin gök yüzünden Kelimelerden resim yapmak Tamda böyle.. Yorgun aklıma Düş Me. Ya Ğ. Demiş ressam. (Aramızda sadece atılması gereken

"maviden nokta olur. daha iysisi mor. biraz kırmızı içine. biraz biraz ve sonra önce eflatun. (ef dedim latun maviden sonra az önce kırmızıdan) sonra mora keser. (more diye bir sigara markası vardı. kahverengiydi sigaralar. ingilizce öğretmeninimiz içerdi. ögretmenler odasında gördüm. arkadaşlarıma anlattım. mor o [more o] dediler. ben dedim ki mor değil kahverengiydi.. ilk rezilliğim. iki sömestre yakın dalga geçtiler.) neyse ne. maviye vurgunsun sen. maviyi anlatsan bir ömür dinlerim ben. yok öyle değil, yani sabırlıyım. neyse mavi nokta, mavi kal hep. nokta nokta .." Dedi. Şahane Şairane Bilmediğimiz yerler çok hepimizin Olsun, aklen sağlamca merhaba. Ölüleri kazalımmı beraber ? Kelimeleride alıp gidiyorlar, Çok öldürüyorlar ölürken. Tekbaşlarına ölmeyi bi türlü beceremiyorlar, Sevmiyorum onları Soyalımmı mezarları ? Kelimeleri çalıp yaşayanların arasına katarız hem. Kursağımda kaldı benim hevesim.. inandıklarım yazdıklarım  hayallerim Şiirlerim sevişm

Bazen açıp pencereden bakıyorum, yüzüne bakmışım gibi oluyor. Bakıyorum yeşilsin, Nefes alıp işime dönüyorum.

Öğreti cümleler öfkelendiriyor beni nedense. Kendimi, kendim ikna edebiliyor ancak. Uzak durman gereken şeyin önce taa içine girmezsen aslında ne kadar kaçman gerektiğini kestiremiyosun. Kışkırılmayı sevmiyorum atalardan. Cümle ataları... Bana 'hisset' diyor varlığım. Hissedince, yaşadığımı anlıyorum. Hissedince yaşadığımı, An'lıyorum boşa yaşamadığımı Sonra yazıyorum yaşadığımı Yazınca anlıyorum Boşa yazmıyorum Kendime hepsi..