Günlük Tavsiye (hanımeli yenebilir)
Ben çocukken güzeldi Istanbul. Sokakta oynamak korkulacak birşey değildi o zamanlar. "Hava kararmadan gel" sınırı yoktu. Yemek ne zaman hazırsa o zaman biterdi oyun ve gün. Oyunlar biraz şehirli olurdu bazen. Çiçekleri tadardık, telsizle jandarmaların konuşmalarını dinlerdik, sonra savaşçılık oynardık uyduruk uçak göstergeleri çizerek bir kartona. Sakız fabrikasında paketleme yapan teyzelere yardıma gider, bir sakız pakete, bir sakız ağıza, bir sakız cebe atardık. Kocaman bir ağız ve dolu bir ceple çıkardık ordan, tadı biten sakızı tükürürdük. Cebimiz sakız dolu olurdu, zengindik. Daha nice o an icad edilmiş oyunla geçerdi her günümüz. Şimdi Istanbul, çocuğunu sokakta oynamaya bırakamayacağın gibi, kendininde sokağa çıkmaya korkacağı bir şehir olmuş. Beş dakikada bir canını, malını ve namusunu koruman gereken bir şehir.
Oyunlarda bitti sokaklarda. Ankara'dayım şimdi. Yetişkinlerin tek oyunu doğa artık. Tatil, piknik, havuz falan. Etrafı seyir ediyoruz balkondan, cam kenarından.
Nihayet değişiyor mevsim etkisiyle renkler. Tam da hanımeli zamanı laf aramızda. Bırak koklamayı tadı bile güzel balınının, bilmessiniz siz şimdi onun kuytusunu. Ben çocukken çok yerdim, hala yerim.
Çiçeğinin bir tanesini çekince dalından dibindeki minnacık yeşil yaprağından dişlersin, oradan çiçeğin tepesine kadar uzanan, ucunda küçük bir top gibi tanesi olan (topluiğneye benziyor) çubuğu çekersin dibe doğru. Çiçeğin içindeki tüm balı aşağıya doğru toplar o çubuk, sonra pıt diye çekersin çubuğu dipteki dişlediğin delikten. Bir elinde süzülmüş çiçek, bir elinde ucunda bal hüzmesi olan çubuk. O bir damladan alırsın tüm mevsimin tadını.
Tavsiyem odur ki hanımeli balını tadınız. Tadının da en az görüntüsü kadar güzel olduğunu farkedeceksiniz.
Oyunlarda bitti sokaklarda. Ankara'dayım şimdi. Yetişkinlerin tek oyunu doğa artık. Tatil, piknik, havuz falan. Etrafı seyir ediyoruz balkondan, cam kenarından.
Nihayet değişiyor mevsim etkisiyle renkler. Tam da hanımeli zamanı laf aramızda. Bırak koklamayı tadı bile güzel balınının, bilmessiniz siz şimdi onun kuytusunu. Ben çocukken çok yerdim, hala yerim.
Çiçeğinin bir tanesini çekince dalından dibindeki minnacık yeşil yaprağından dişlersin, oradan çiçeğin tepesine kadar uzanan, ucunda küçük bir top gibi tanesi olan (topluiğneye benziyor) çubuğu çekersin dibe doğru. Çiçeğin içindeki tüm balı aşağıya doğru toplar o çubuk, sonra pıt diye çekersin çubuğu dipteki dişlediğin delikten. Bir elinde süzülmüş çiçek, bir elinde ucunda bal hüzmesi olan çubuk. O bir damladan alırsın tüm mevsimin tadını.
Tavsiyem odur ki hanımeli balını tadınız. Tadının da en az görüntüsü kadar güzel olduğunu farkedeceksiniz.
Yorumlar
Yorum Gönder