Başlık Sonunda



Eski haline dönmüşsün, neşen geri gelmiş diyorlar bana.
Halbuki daha karanlık eskisinden. 
Maskeler öğrenmişim, gönüllü kötüyüm..
Hayat ne ilginç )
Kağıtlara çizdiğim kadınlar zıvanadan çıkmış,
İçerek tüketiyorum onları..

Bir itirafçıya iyi kalplisin diyebilir miyiz ?
Belki de kötülüğünün ispiyoncusudur !
Peki bir ispiyoncu aynı zamanda açık sözlü sayılmaz mı ?
Aksiyse duvarlar en kadim dostumuz olmalıydı..
En sadık sevgili..
Açıkça fikirlerini söylersen insanlar huysuzlanıyor,
Rahatsız oluyorlar !
Gizlice "davranmak" makul sayılıyor.
Tüm insanlardan tiksiniyorsun ama onlara ihtiyaç duyuyorsun.
 "Öleceğini biliyorsun ama yaşıyorsun falan filan. 
Hayatın kendisi şizofrenik zaten. (Burcu)"

Ne yapsaydım ?,
Duvarlarla mı konuşsaydım mesela ?
Onlar iyi dost falan değiller,
Her söylediğini onaylayan yüzsüzler !

(Artık pozitif şarkılar dinlemeye karar verdim.
Rengin hoşuma gitti 

İçim özledi..

Aslında çok keyifli bi masada hem didişip hem eğlenebildiğim sayılı insanlarımla sohbet halindeydim.
Yeterince alkollüydüm üstelik))
Evime dönmek istedim.
Çünkü bir zehir beni bekliyordu sanki.
 "Geç kalma aşkım sensiz uyuyamam" diyor şaiarene yanlızlığım.
Tüm nasihatler ya pişman olursan deyip senin kollarından aldı beni. Ey zehrim.. bilseler nasıl düşkünüm düşlere, körü körüne.)


İtirafçıların aslında ispiyoncu olduğundan size bahsetmiş miydim,
Peki ya ispiyoncuların aslında dürüst olduklarından da mı bahsetmedim,
Sessizlik en büyük güven kriteriyse, duvarları kadim dost ilan etmemiz gerektiğinden,
Duvarların aslında herşeyi onaylayan birer yüzsüz olduğundan,
Yalnızlıktan..
Yalnızlığın en güzel anları başlarken tamda.
Birileri yakıyorsa ateşi..
El birliğiyle..

Sıcak gıdıklar insanın kanını..
gülüverirsin saçmasapan.
Dikkatin dağılır..
Bi anlık, yaşıyormuş gibi hissedersin..
Ve hep yanar birileri..
Kanımı gıdıklayan şeyler var..

(Tabiiki içiyorum))

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Cevap

düşünüyoru'M'

APayrı