Kayıtlar

Sarhoşlar dırvar !

Resim
Seni düşünüyorum.. Her zaman diil, bazen Ama benim için güzel olan bazenlerde Özlemeli işler baş ağrıtır Özleyince öfkelenen kaç kişi vardır ? Korkmalar, üşenmeler.. Seni özlüyorum Her zaman diil, bazen Ama benim için özel olan bazenlerde Düşünmeli işler baş ağrıtır.. Düşünmekten yorulan kaç kişi vardır ? Aklımı yitiriyorum.. Her zaman diil, bazen  Ama unutmaktan diil, hatırlamaktan Üç isimli tanışmada takılı kalan bakışlar  yıllar sonrasını görür, akla kokusunu bırakarak Üç beş saniye kâr bazı sahneler, capcanlı  taptazedir Su içmen gerektiğini iddia eden bi gece yarısı olur biri, sarhoşluğun nedenine dönüştüğünü bilmeden Kimi koltuklar kimi sarılmalara uygunca masadaki biraları ve oynanmamış satrançları terk eder Sence de sarılırken güzel görünen bi sırt, giderken de aynı güzellikte görünür mü ? Büyüyünce alzaymır olsam mesela , Nezaman'ım gerçek olurdu ? Peki, en azından bi kişi üzülür mü hep ?

Uzun Hikaye (ilk gece)

Resim
Gelişimize açtık pankartları.. artık herkes tanıyordu bizi maskelerimizden..  'Sen ve ben'.. gün gibi açık..   yeniden inşa ettin evimizi.. kızdın yardım etmeyip seyrettiğim için.. gülümsedim..   mutlu görünüyordun.. bananeydi..  Güneşli bi gündü ve herşey çok güzel görünüyordu.. çok yürüdük, çok dans ettik, çok eğlendik, çok eylemdik.. çok iç'tik.. çok yorgunduk, çünkü başarmıştık...  Gece doğdu..   evimizin fermuarını açtım.. 'içerine' baktım.. tanıdıktı.. önceki hayatımdaki köpek uyandı, kokusunu aldı işinin henüz bitmemişliğinin..  içimden bi ses "buraya tekrar geleceksin" dedi.. ama, ola ki gelemezsen..  o tanıdıklığı anılayıp zihnime,   "uzan" dedim, tadını çıkar bu  mutluluktan..  organizasyon rezaletleri içerikli gün kritikleri, zafer sarhoşluğunun devrilmeleri, arkadaşlarının çirkin teklifleri derken.. gece bizim evin kapı önünde sürerken..  çok geçmeden uyku faturası geldi.. herkes çadırına gitti.....

Uzun Hikaye (festival)

Resim
Valizim ve ben yola çıktık güzel bi çiftliğin kucak açmış tesadüfüne . Bağ bahçe, sebze meyve, gelen giden.. Sığındım senden kaçmışlığıma.. demek ki sen, 'o' değilmişsin.. Çadırımı kurdum çiftliğe.. Bi adam geldi.. gülümsüyor ama susuyordu hep.. nadiren birşeyler söylüyordu ve her seferinde küstah, umursamaz, ısrarla sempatikçe .. Akşam oldu.. Alkol hazırlandı.. gitar çaldı.. çok güzel çaldı.. şarkı söyledi.. çok güzel söyledi.. tavırlıydı söylerken.. çok güzel tavırlıydı.. piç ! Sarhoştu tüm çiftlik.. müthiş yıldızlara eşlik etmek için bi ağaç altına toplandık.. şarkı söylemeliydi.. onu dinlemeliydi herkes.. "yanıma otur" dedim, "şarkıları ben seçeyim " geldi hemen.. piç !.. Sohbetler, gülüşmeler.. şarkı söylemedi hiç.. son sigaram için sözleştik.. geceyi ve hüzünleri şenledik tüm çiftlik.. sabaha karşı uykuya giderken içtik sigaramı.. başbaşa, gizlice.. ve sonraki üç gün, üç gece.. Bi çivi koynunda diğer çivimi sökmeye debelenirken davetiniz...

Bişi yapmadım, düşündüm (karantina)

Resim
sana bazen gerçekten küfretmek istiyorum.. ama etmicem. manzaranı kıskandım yine.. çünkü penceren hep çok güzel bakıyor gün batırmışsın bu sefer.. bu umutsuz günlerde, batmayan umutlarla .. bizde kuşlarla doğduk naber ? gelelim sebebi ziyaretimize.. manzarandan mütevellit; isminde kaldı elim. üzerinde hayal kurdu parmaklarım. harflerine değdiğim bi an'dı gözümün son gördüğü, hatırlıyorum. sonrasını içim gördü. korkunç ! az dokunsam tanıyorum, tıpkı ben gibi. az dokunsam deyince... az içtim ben. biraz rahatlamam gerekti ) ( devrilir... ) * az ? × bir'az .. * hoş geldin ) × hoş buldum! (burada öpüşmeliyiz) hayalimde öyle kurdu parmaklarım, benle ilgisi yok. daha çok diyesim var da, 'bir şey' dersin diye korkuyorum. söylemediklerimiz ise hep karantina.. orada şimdi ne güzel sabah oluyordur... sabahı çek içine. sabahın sadece doğumu güzeldir. doğumunun sesleri, renkleri ve kokusu. doğumundan öncesi değil, sonrası sancı günün. sabahı his...

Uzun Hikaye (güneş doğmadı)

Resim
eylem mecburdu ! sabah topluca çıktık evinden. gün güneşliydi ama herşey ne kadar kötü görünüyordu / bu ağrılar ? kanıyordum, lanet olsun ! yıldızlar bir daha ne zaman kayacak ? peki yarışı kim kazanacaktı ? içimdeki mutsuzluğu, sarhoşluğun dün geceden kalmışlığına vermiştim ama 'içimde bi yerler seninle dün gecede kalmış'lığından ayrılmak istemiyordu. daha 10'a çok vardı... bu, yıldızları saymamız gerektiğine işaretti oysa.. bu sefer yenmeyecektim, söz! kanıyordum, lanet olsun ! dağa çıktık  eylemdik  dağdan kalktık. organize olduk bi huzur kampı haketmişliğimize, hatırlıyorum.. birlikte uyusak ne güzel olurdu kimbilir ? çadırım büyük ve ağırdı, valizimle beraber koyacak yer yoktu arabalarda.. sorundum.. çözdük. evine bıraktık herşeyimi, nasılsa birinizin yanına sığardım. şişme yatağımı yanıma alırsam o biri sen olabilirmişsin hem !.. güçlerimizi, birlikte, birleştirerek )... elbette alırdım.. aldım.. o biri sen oldun.. evimizi inşa ettik birlikt...

Bunu Unutmayacaksın

Resim
Kedi gibi kaçtım ellerinden.. istiyordum ama gidiyordum.. canım acıyordu ama seviyordum.. hep aynı yerinden kanıyor aşkımsı.. gözlerime çaresizce düşüşünü seyrettim bakışlarının. Dudaklarının mıknatısını etimden koparamayışını gülümsedim.. hoş'uma gidiyordun gelerek.. Orada bi yerde bi hüzünler can çekişiyor.. birbirine görünüyorlar utanmadan.. utanmadan yiyorlar birbirlerini. Doymuyorlar..Birbirlerini öldürüyorlar.. delirtiyorlar birbirlerini.. sarılıyorlar.. her sarılmada iyi'leşmekten utanmıyorlar. sürünüyorlar.. nerede başladı bu ? Bu nasıl oldu ? Dağdan inişimi hatırlıyorum. Üzerimin kirini.. beni duşta sanıp saatlerce işemediğini.. kötü bi şarkı çaldığınızı hatırlıyorum, arkadaşının bu yorumuma kinlendiğini ve ilerleyen saatlerde intikam aldığını.. sarhoş olduğumu hatırlıyorum, bi şarkı açtığını...sevdiğimi.. çok sevdiğimi.. elime tutuşturduğun yükünü hatırlıyorum, bana çanta taşımam konusunda iş teklif edişini )) ben güldürüşünü.. yükünü sahneye bırakışımızı.. gü...

bi'şey

Resim
bişey oldu, olan şey bu ! herhangi birşey değil, bissürü şeyden oluşmuş isimsiz bir şey.. (güneş şimdilik yerinde.. ) isim bulalım mı? güneşi batırıp, kelime doğuralım.. matematik saymaya yetmezken sevişmeleri, bi anlamlar gebe bizden.. biz de kimi sonuçlara öyle.. kolay mı bi anlam yetiştirmek lan, göt ister ! bi de zaman.. ben kısırım dedim inandılar.. zaman zengini değildim tıpkı diğer tüm ölümlüler gibi..anlamadılar.. Halbuki yetişemeyenler ne de güzeldi, ben onları öldürmezken... Tanrı falan değilim ama olmak isterdim ), ..şimdilik güneşin batışı kâfi !

güneş tutulması

Resim
gün doğurdum, içimde sen vardın. günlerimin içinde, en içimde. gün batırdım.  gecemde sen vardın. yıldızlarımın altında, altımda.  zamanımdaydın, sabahımın altısında aklımda. rüyalarımın hepsinde, kalbimde, şehrimde, yatağımda, üstümde, başımda, parkımda, bahçemde, kahvemde, sigaramda, isyanımda.. gözümün yaşındaydın, biramda, bir anda. yolumda, parmaklarım arasında, elin avucumda, evinde, odanda, yatağında, pencerenin kenarında, dünyama doğdun gözlerimden. aklımı en başımda sanarken ben, herkes bana deli derken, tüm hayatımın en güzeli, en güneşi.. heryerimde herşeyimde yansıdı kaybetmeye korktuğum, elini tuttum ışığının, büyüt bizi.. günaydınım

uzun hikaye (oda'n)

Resim
içerisi kalabalıktı. lanetli kahkahaları teğet geçtim. bana çarpmadı dünyanın en şahane karakterlerinin kendi düşüncelerini övüşleri. dama geri dönmeliydim. odaya doğru yürüdüm. girdim. gök yüzüne giden yol, yatağından geçiyordu. yatağını bi başka gözle gördüm. kokunu bırakmış olmalısın, önceki hayatımdaki köpek yerini biliyor, uzanıyor yatağına. belki uyurum, belki ayılırım, belki yine damda buluşuruz.. bu ne rahatlık ? *yatağını çok sevdim. gözüm perdene ilişiyor.. kimisi milyon yıldır tanıdık, kimisi kırk yıllık yabancı yüzlerden bi perde. tek tek tanıştım hepsiyle. memnun olduk. (kalabalıklar içinde yalnızlık gözümde bi perde, gürültü kulağımda bi perde, sarhoşluk aklımda bi perde..) *perdeni çok sevdim.. odana geçince azalan ışık sakinleştirdi birden. odayı loş aydınlatan masa lambanın yataktan ulaşılabilir olması uykuya davet etti biraz. birazda sarhoşluğum tamam, kabul. ama yataktan görünüyor gökyüzü, dama gerek yok, uzan aslı. *lambanı çok sevdim. içim...

uzun hikaye (karşı'laşma)

Resim
yıldızları seyretmek için yaptığımız o büyük organizasyon sonucu; sen, ben, ziyan ziya, kültablası, çakmak, sigara, bira, müzik, pike ve hayallerim çatıda buluştuk. yağmur damlası değil meteor düşüyordu gökyüzümüzden.. evrende uçuşan iki ayrı dünyayı bi damlacık yaklaştıran o dam üzerinde, iki kedi değildik.  uzandık yan yana. şarkı 'gerçek aşk' diyordu ama ay daha büyüktü, gitmiyordu. sarhoştuk meteorlar kadar, zaten onlar da bi dama saklanmış gibi yoktular. bana dört görünüp sana bir göründüler, seni yendim.. sonra yokluğumuz fark edildi, sonra şarkı bitti, sonra ay gitmedi, sonra yıldız kaymadı, sonra içeride bi kadın kahkaha attı, ayağıma damdaki çivi battı, sen gülümsedin, pencereden 'içeri' baktık, hoş'umuza gitti.. olması gereken bi türlü olamadığından, (aslında taa en başından...) karşı'laştık.., ve hikaye başladı !