Evimiz (Mavi Zamanlardan 02)
Bir evimiz olsa küçük ve karanlık...
Taşıyamayacağımız kadar anı koysak içine ve ezberlesek anılarımızın her köşesini. Küçüklüğü anılarla dolmasından, sokulsak yer bulamayışımızdan birbirimize..
Keyfimizden sigara yaksak, dumanımızdan kararsa duvarları, siyah bir yorgan olup örtse üzerimizi her gece. Her köşesinde sevişsek yorganımızın... Karanlığı dumandan... Bahanemiz olsa karanlık, sarılsak korkudan birbirimize...
Olmasa manzaramız, birbirimizi izlesek.
Kapanmasa pencereleri; eve dönerken içtiğin sigaranın dumanını getirse, bir nefesde ben çeksem rüzgardan.
Gıcırdasa kapıları; her her gidişinde gelişini beklesem, mutlu müziğim olsa gelişlerin.
Tıkır tıkır oynasa parkeleri yaklaşırken bana, adımların anlatsa bana ne düşündüğünü. Her ses söz olsa, sabaha kadar dansetsek, şarkıyı adımlarımız söylese.
Yorulsan, uyuyakalsan salonda, kırılsa sakat koltuğumuz gece yarısı, uyansan ve yanıma gelmen gerektiğini anlasan.
Yetişmese küçük yorganımız bedenimize, sarılmak zorunda kalsak, hem ısınsan hem ısıtsan.
Akmasa suları, ağlasam sinirimden, gözyaşlarımda yıkansan ılık ılık.
Kesilse elektrikler, gözler tek ışığımız olsa, bakmak zorunda kalsak aydınlıklara.
Böcekler, fareler, sinekler yaşasa bizle. Birbirimize kırgınken onlarla konuşsak, her söylediğimizi duymak zorunda kalsak, birbirimizi anlasak.
Bir örümcek ağ örse en güzelinden, tablomuz olsa o sarhoşken, seyretsek.
Olmasa tenceremiz ve yemeğimiz, her çeşit baharat serpip kendimi sunsam açlığına.
Çalışmasa televizyon, sıkılsak, dışarı çıkmak için bahanemiz olsa.
Hırsız girse içeri, alacak hiçbirşey bulamasa, bize kalsa anılarımız.
Bir evimiz olsa küçük ve karanlık, İstanbul'da...
Yorumlar
Yorum Gönder