Şeker
''Neden geldin ?'' dedim,
''Gelişimi kabul edişinle aynı sebepten'' dedi.
''Sen neden kabul ettin'' dedi,
''Önce ben sordum !'' dedim. ''Cevap vermek için benden utanıyor olamassın...''
''İçimde kalmasın'' dedi.
''Sorularıma cevap vermeyeceksen gelme'' dedim,
''Beni tehdit etme!'' dedi.
''Tehdit etmiyorum'' dedim, ''Kus istiyorum''.
Kus ki tiksineyim, ben de kusayım. Bilelim içimizde ne var ne yok. Varmaya çalıştığım yer ucuz bir yer değil, cevap vermiş olmanın sana ne hissettireceği umrumda değil, ben duymassam konuşamam, konuşmassam duramam, giderim. Hamle yapmam için birşeylerin iteklemesi gerek beni. Tüm cesaretimi yitirdim. Nefret de ekledim birşeylerin yanına, külliyen güçlendi. Konuş, duyayım, değişsin birşeyler. Yada siktir git de, konuşmayacağım de, kaynar sular dökülsün içimin taa orta yerine. Sarhoş olayım, nefret edeyim bana yaptırdıklarından. Nasihate ihtiyacım yok, bak yanındayım hala ve verdiğim kadarını almak istiyorum! Kızıyorum alamayınca, gidiyorum. Gitmek saygısızlık, ucuzluk değil, senin beni kızdırmanı sonlandırıyorum, seni kızdırmayı sonlandırıyorum. Daha ucuz olabilirim, olabiliyormuşum. Baş edemediğim şeylerden kin bürümüş gözlerimi. Nasıl da ittin beni, saygımı yitirdim kendime. Halbuki baştan ayağa şekerden yapılmıştım ben.
Herşeyi unutmak istiyorum biliyormusun ?
Geldiğin günü, sana cevap vermek için çabalayışımın hikayesini, söylediklerini, söylediklerimi. Gelişinin aklıma yaktığı ilk ışığı, içimin yandıklarını, dokunmaları... Gözümün ucuna geliyor yaşım, ne mutlu, yaralar sahibiyim! Ne mutlu anlatıyorum delikanlı delikanlı. Ne utanıyorum hissetmekten, ne korkuyorum kızdırmaktan eskisi gibi.
Sevindirmek gibisi varmıydı halbuki, sevinince o, sevinmiyormuyduk ? Ne delikanlıydım, ne deli-kanlıydım, ne kansızdım.
Ben konuşup susturmasaydım seni, güzel kalmazdı için. Bende susturulmak istedim.
İçeceğim bugün, herkes izleyecek sarhoşluğumu, sevimli bulacaklar, güzel bulacaklar, eğleneceğim çok. Nasıl da asık suratım neşeye. Nasıl da kin doluyum, en çok da kendime. Kendinden nasıl vazgeçer insan ? Dertliyim oğlum, ne yapsam haklıyım. (ve demet akalın kadar atarlıyım )
Elma yedim bir tane, yasak da değildi üstelik, kimyam değişti. Belki şaraba dönüşmüştür içimde adem. Yine gideceğim, baştan söyleyeyim, saygısızlık sayılmasın. Söyleyince sayılmaz. Çok yıllar uyumadım, makul saatlerde uyumak istiyorum, zira çok uykumu çaldınız. Kimi gülmekten, kimi efkardan ama gönül uyumak ister.
''Gelişimi kabul edişinle aynı sebepten'' dedi.
''Sen neden kabul ettin'' dedi,
''Önce ben sordum !'' dedim. ''Cevap vermek için benden utanıyor olamassın...''
''İçimde kalmasın'' dedi.
''Sorularıma cevap vermeyeceksen gelme'' dedim,
''Beni tehdit etme!'' dedi.
''Tehdit etmiyorum'' dedim, ''Kus istiyorum''.
Kus ki tiksineyim, ben de kusayım. Bilelim içimizde ne var ne yok. Varmaya çalıştığım yer ucuz bir yer değil, cevap vermiş olmanın sana ne hissettireceği umrumda değil, ben duymassam konuşamam, konuşmassam duramam, giderim. Hamle yapmam için birşeylerin iteklemesi gerek beni. Tüm cesaretimi yitirdim. Nefret de ekledim birşeylerin yanına, külliyen güçlendi. Konuş, duyayım, değişsin birşeyler. Yada siktir git de, konuşmayacağım de, kaynar sular dökülsün içimin taa orta yerine. Sarhoş olayım, nefret edeyim bana yaptırdıklarından. Nasihate ihtiyacım yok, bak yanındayım hala ve verdiğim kadarını almak istiyorum! Kızıyorum alamayınca, gidiyorum. Gitmek saygısızlık, ucuzluk değil, senin beni kızdırmanı sonlandırıyorum, seni kızdırmayı sonlandırıyorum. Daha ucuz olabilirim, olabiliyormuşum. Baş edemediğim şeylerden kin bürümüş gözlerimi. Nasıl da ittin beni, saygımı yitirdim kendime. Halbuki baştan ayağa şekerden yapılmıştım ben.
Herşeyi unutmak istiyorum biliyormusun ?
Geldiğin günü, sana cevap vermek için çabalayışımın hikayesini, söylediklerini, söylediklerimi. Gelişinin aklıma yaktığı ilk ışığı, içimin yandıklarını, dokunmaları... Gözümün ucuna geliyor yaşım, ne mutlu, yaralar sahibiyim! Ne mutlu anlatıyorum delikanlı delikanlı. Ne utanıyorum hissetmekten, ne korkuyorum kızdırmaktan eskisi gibi.
Sevindirmek gibisi varmıydı halbuki, sevinince o, sevinmiyormuyduk ? Ne delikanlıydım, ne deli-kanlıydım, ne kansızdım.
Ben konuşup susturmasaydım seni, güzel kalmazdı için. Bende susturulmak istedim.
İçeceğim bugün, herkes izleyecek sarhoşluğumu, sevimli bulacaklar, güzel bulacaklar, eğleneceğim çok. Nasıl da asık suratım neşeye. Nasıl da kin doluyum, en çok da kendime. Kendinden nasıl vazgeçer insan ? Dertliyim oğlum, ne yapsam haklıyım. (ve demet akalın kadar atarlıyım )
Elma yedim bir tane, yasak da değildi üstelik, kimyam değişti. Belki şaraba dönüşmüştür içimde adem. Yine gideceğim, baştan söyleyeyim, saygısızlık sayılmasın. Söyleyince sayılmaz. Çok yıllar uyumadım, makul saatlerde uyumak istiyorum, zira çok uykumu çaldınız. Kimi gülmekten, kimi efkardan ama gönül uyumak ister.
Yorumlar
Yorum Gönder